| Asgari ücretli tur rehberliği yapan oğlum Victor'a benzemişsin. | Open Subtitles | أنت تشبه ابني فيكتور الذي يعمل كالدليل السياحي بالحد الأدنى من الأجور |
| Şimdi şehri elinde tur kitabı olmadan dolaşmalısın. | Open Subtitles | ستستطيع الآن عبور المدينة من دون أن تحتاج للدليل السياحي. |
| Her zamanki tur rehberimiz birazcık hafıza kaybı yaşıyor... | Open Subtitles | ان دليلنا السياحي يعاني من فقد جزئي للذاكرة |
| Web sitenin interaktif turist bölümü çökmüş. | Open Subtitles | القسم السياحي التفاعلي في موقعِ الويب متوقف |
| Bu rehberlerde yazan turist tuzaklarından biri değil. | Open Subtitles | هذا ليس أحد تلك المعالم في كتب الدليل السياحي |
| turistik faliyetlerle ilgili yazıları varmış. Gizemli noktalar, UFO görülen yerler... | Open Subtitles | انه يكتب عن مناطق الجذب السياحي البقعة الغامضة و مناطق الأثرية |
| Beş hafta boyunca tur rehberi.., ...oda arkadaşı, bakıcısı olacağım biri geliyor. | Open Subtitles | أعلم سأكون الشخص الذي يلتصق بها ويكون حاضنتها ومرشدها السياحي, وشريك غرفتها للأشهر الخمس التالية |
| Thor, sen bizim Asgardlı tur rehberimizsin. | Open Subtitles | ثور , أنت دليلنا السياحي من مواطني أسغاردين |
| Arkadaş olarak adlandırdığımız muhteşem hayvanlarla dolu muhteşem ormanda tur rehberiniz ben olacağım. | Open Subtitles | وسوف اكون المرشد السياحي لك لهذه الغابة الرائعة مليئة بالحيوانات الرائعة يجب ان ندعوا اصدقائنا |
| Söyleyene bak, aptal tur rehberi. | Open Subtitles | ها قد نطق المرشد السياحي اللعين |
| Sanırım, tur kitaplarında bile bulunmayan bir yermiş. | Open Subtitles | حتى أنها ليست موجودة في الدليل السياحي |
| Her zamanki tur rehberi nerede? | Open Subtitles | أين هو الدليل السياحي المعتاد؟ |
| Ayrica tur duzenleyen cocukta da vardi. | Open Subtitles | وكذلك من يقوم بالإرشاد السياحي |
| Yasa dışı tur rehberliği nasıl gidiyor? | Open Subtitles | ما اخبار عملك السياحي الغير شرعي؟ |
| Yapma lütfen, ben bir şey yapmadım. Birinin sorunu bizi bu sıkıcı turist tuzağına hapsetti. | Open Subtitles | . إضطراب أحدهم اوقعنا بهذا الفخّ السياحي المُمل |
| Üzerinde turist çıkışı yazan kapıdan mı çıkacak sanıyorsun? | Open Subtitles | ماذا، هل تظن إنها ستأخذ مخرج السياحي الرسمي الملحلوظ؟ |
| Tüm turist buroşürleri beni bu köprünün olduğu yere götürdü Mecazi, sembolik ve yapısal anlamda köprüleri severim, ama bu köprü pek benim beklediğim gibi değildi; üzerini kaplayan atık ve çamurlar yüzünden, köprü kullanılabilir halde değildi. | TED | والدليل السياحي وجَهني إلى اتجاه هذا الجسر أنا أعشق الجسور، مجازياً وشكلياً وهيكلياً ولقد كانت خيبة أمل بسبب مياه المجاري من النهر كانت تغطيها لقد كان فعلياً بدون استخدام |
| Dün bir turist rehberi aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت الدليل السياحي يوم أمس. |
| turist sezonu her zamankinden uzun sürüyor. | Open Subtitles | الفصل السياحي يدوم أطول من أي وقت مضى |
| Ben sıradan bir turist değilim. | Open Subtitles | حسنا، أنا لست السياحي الخاص بك العادية. |
| Çin Seddi, Çin'in en büyük turistik ilgi odağı. | TED | المعلم السياحي الجاذب الأكبر بالصين هو سور الصين العظيم |
| Tembellik yapar, Londra'ya hoşça kal der, şovlara gideriz, hiç görmediğimiz turistik eğlencelere gideriz. | Open Subtitles | كسولا، نقول وداعا لندن، الذهاب إلى المعارض، مناطق الجذب السياحي لقد أحرزنا لم أر قط. |