"السّاحرة" - Traduction Arabe en Turc

• cadı
• Büyücü
• cadının
• Cadıyı

Ve sonra güle güle kötü cadı.
و بعد ذلك إلى اللقاء أيتها السّاحرة الشريرة

Bu topraklardaki en güçlü cadı ben değilsem, kim öyleyse?
حسناً , إذا لم أكن أنا السّاحرة الأقوى , فمن هي ؟

Hayatım yine ellerinde, cadı.
يبدو أنّ حياتي في يديكِ مجدّداً، أيّتها السّاحرة.

Tanidik geliyorsun Büyücü.
تبدين مألوفةً أيّتها السّاحرة.

Seni görebiliyor, sana dokunabiliyorsam bu küçük cadının işi yaptığı anlamına gelir. Yani perdeyi kaldırdı.
طالما أراك وألمسك، أفَيعني هذا أنّ السّاحرة الشابّة أسقطت الحائل؟

Bunu yapan Cadıyı bulup onu yok edeceğiz.
سنجد السّاحرة التي فعلت هذا و نقضي عليها

Göster ona en güçlü cadı kimmiş.
أريها من السّاحرة الأقوى من بين الجميع

Kötü kalpli cadı!
السّاحرة الشّرّيرة الأقزام السّبعة

O yüzden cadı öldüğünde büyü bozuldu.
لذا حين ماتت السّاحرة فإن التعويذة زالت

cadı.
أيّتها السّاحرة.

Yapamam. Kötü cadı beni öldürür.
لا أستطيع, ستقتلني السّاحرة

Bol şans, cadı.
ولكِ أيضاً، أيّتها السّاحرة.

Klaus takımında avcı Jeremy var. Shane takımında cadı Bonnie var.
فريق (كلاوس) لديه (جيرمي) الصيّاد فريق (شين) لديه (بوني) السّاحرة

Silas, cadı Qetsiyah tarafından gömüldüğünde tedaviyi de onunla bıraktı.
حين دُفن (سايلس) من قبل السّاحرة (كاتسيا)، فإنّها تركت الترياق برفقته

cadı benim, ondan uzak durun.
السّاحرة لي فابتعد عنها

Büyücü kadin bati zirvesinde yasiyor.
-تعيشُ السّاحرة عند أعلى قمّة جهة الغرب .

Büyücü yakalanana kadar bizimle kal Merlin.
ابقَ معنا يا (ميرلن)، حتّى يُقبض على تلك السّاحرة.

Büyücü kadin diyorum;
السّاحرة...

Bir cadının tılsımı güçlü bir araçtır.
"طلسم" السّاحرة آداه بالغة القوة،لا ترديها إلى أيّ أحد.

cadının bana verdiği hançer içinde mi yani?
الخنجر الذي أعطتنيه السّاحرة داخله؟

Yine cadının peşinde misin?
مخاصمة مع السّاحرة مجددًا؟

Bu Cadıyı taşlayalım. - Taş getirin.
-لنرجم هذه السّاحرة

Cadıyı yakın! Cadıyı yakın! - Cadıyı yakın!
"أحرقوا السّاحرة!"