| İç İşleri'nden bahsediyordu. Haklı olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | لقد كان يتحدث عن الشؤون الداخليه وأنت تعلم أني محق. |
| Bu arada Amir İç İşleri'nin çekiştirdiğini de söyledi. | Open Subtitles | وبالمناسبه الرئيس قال ايضاً ان الشؤون الداخليه ستتدخل |
| Dawson'a bir şeyler vermeliyiz ki İç İşleri seni rahat bıraksın. | Open Subtitles | نحن بحاجة لإعطاء شيء له و نحن بحاجة الأبقائك بعيداً عن أنظار الشؤون الداخليه |
| İç İşleri'nin bildiklerini öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة ان نعرف ماذا لديها الشؤون الداخليه |
| Bu babamın araştırmasını örtbas eden İç İşleri'ndeki memur. | Open Subtitles | هذا هو ضابط الشؤون الداخليه الذي يعمل على تحقيق والدي |
| İç İşleri'ne telefon edeceğim. | Open Subtitles | حسنًا. سوف أطلق النداء إلى الشؤون الداخليه. |
| İç İşleri'nin şu anda burada bulunan tek puştu. | Open Subtitles | انه الوغد الوحيد من الشؤون الداخليه هنا |
| Bu da demek oluyor ki yarın sen de İç İşleri görüşmesinde benim arkamı kollayacaksın. | Open Subtitles | في مقابلة الشؤون الداخليه ستنقذني. |
| Maya bu bar İç İşleri'nin Brendan davasındaki dosyasında yer alıyor. | Open Subtitles | هذا المكان ,(مايا) هذه الحانه انها في ملف الشؤون الداخليه على (بريندان) |
| İç İşleri buraya gelmemeliydi. Joe haklı. | Open Subtitles | الشؤون الداخليه يجب ان لا تكون هنا (جو) محق |
| İç işleri yani? | Open Subtitles | الشؤون الداخليه ؟ |
| - Simon Boyd. İç İşleri'nden. | Open Subtitles | (سايمون بويد), الشؤون الداخليه |