| Dikenli tellere takılmış bir sağlık çantası var, on metre var yada yok. | Open Subtitles | هناك حقيبة من المستلزمات الطبية عند السلك الشائك على بعد حوالي 10 ياردات |
| Halen beni çevreleyen bu Dikenli telleri hatırlarım. | TED | لازلت أتذكر السياج الشائك الذي كان يحبسني. |
| Üzerindeki Dikenli tel izleri hala görülüyordu. | Open Subtitles | كان بالامكان رؤية اثار السلك الشائك عليه |
| Bütün ülkeyi dolaşıp bu Dikenli telleri satmak bana bir şey öğretti. | Open Subtitles | بيع هذا السلك الشائك في كل البلاد... علمنى شيء واحد أكيد... ... |
| Biat etmeyenler için ise Dikenli tellerin ardında sessizlik ve ölüm vardı. | Open Subtitles | ولأولئك الذين لم يرضخوا، أجهزوا عليهم سرًا خلف السلك الشائك |
| Fransızlar yılan gibi kıvrılan paslı Dikenli telin arkasında bizi tahrik ederek tuzağa düşürdüler. | Open Subtitles | الفرنسيون أغرونا بتعمد عبر ثعابين صدئة من السلك الشائك |
| Dikenli telleri kestik ve beşini soğuğa karşı donattık. | Open Subtitles | لقد فتحنا السلك الشائك وجهّزنا الخمسة ليواجهوا البرودة |
| "100 metrelik Dikenli teli bile nereden elde edebileceğimi bilmediğimden..." | Open Subtitles | لم أعرف حتى أين يمكن أن أحصل على 100 متر من السلك الشائك |
| "...çok ihtiyaç duyulan Dikenli telleri çalmak zorunda kaldım." | Open Subtitles | لذا فقط كان لا بدّ أن أسرق هذا السلك الشائك المطلوب بضرورة |
| Örneğin, deniz kestanesi büyük tek bir göz gibi hareket eden Dikenli bedeniyle gerçekten de görebilir. | Open Subtitles | على سبيل المثال, يمكن للقنفذ البحر أن يرى من خلال جسمه الشائك الذي يعمل بمثابة عين واحدة كبيرة. |
| Pekâlâ, bu Dikenli teli ondan ayırmamız lazım yoksa kan kaybından ölür. | Open Subtitles | يجب أن نخرج هذا السلك الشائك منه وإلا سينزف |
| Arabayı durdurun. Arabayı durdurun! Bu Dikenli telleri aşmıştım. | Open Subtitles | أوقف السيارة , لقد جئت من هذا السلك الشائك هنا |
| İki tropik sert kereste ağacından güzel çiti var. İlk yıl gölge yapan ağaçları dikiyorsunuz, sonra altlarına şeker palmiyesi dikiyorsunuz ve bu Dikenli çiti dikiyorsunuz. | TED | ولديها سياجين رائعين من أشجار الأخشاب الصلبة الإستوائية، فيكون لديك أشجار الظل المزروعة في عام واحد وبعد ذلك نزرع نخيل السكر، وتزرعوا هذا السياج الشائك. |
| O Dikenli teli değiştirmeni söylediğimi sanıyordum. | Open Subtitles | أظننى طلبت منك استبدال هذا السلك الشائك |
| Önceleri... meraklılarını korkutmak için etrafına Dikenli tel çektiler. | Open Subtitles | ...فى البدايه لقد طوقوا المنطقه بالسلك .الشائك لكى يبعدوا الفضوليين |
| Bizi Dikenli, sarp cennet yollarına sürerler. | Open Subtitles | تبين لي الطريق الشائك المرتفع الى الجنة |
| O iğrenç Dikenli şeyi gördükten sonra... | Open Subtitles | ليس بعد رؤية ذلك الشئ الشائك المقرف |
| Dikenli telle nasıl gözümü çıkarmaya çalıştığını sor. | Open Subtitles | ذلك اليوم حين فقع لي عيني بالسلك الشائك |
| Dikenli yüzün olmadan hayat çok boş. | Open Subtitles | الحياة فراغ فارغ من دون وجهك الشائك |
| Dikenli teli görünce direksiyonu kırdım ama Brian tam içine uçtu. | Open Subtitles | لقد انحرفت عندما رأيت السلك الشائك ولكن (براين) سقط عليه مباشرة |