| Bu nedenle, martı ve sivrisinek tarafından yapılan sesler, bazilar membrandaki farklı yerleri titreştirir, bir piyanoda farklı tuşlar çalmak gibi. | TED | فالأصوات الصادرة من طائر النورس والبعوضة تهز مواقع مختلفة على الغشاء القاعدي، مثل عزف مفاتيح مختلفة على البيانو. |
| Carol Tobin'in cep telefonundan yapılan her arama Brooklyn'in bu bölgesindeki bir baz istasyonundan aktarılıyor. | Open Subtitles | جميع المكالمات الصادرة من هاتف كارول الخلوي تم ترحيلها عبر برج في هذه المنطقة من بروكلين |
| Bir ankesörlü telefondan yapılan aramaları bulabilir misin? | Open Subtitles | ابامكانك الحصول على المكالمات الصادرة من هاتف عمومي؟ |
| Biliyoruz ki Güneş'in enerji üretimi, yani füzyon tepkimesinden açığa çıkan güç, ...aslında değişmez bir sürekliliktedir. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن معدل إنتاج الطاقة من الشمس الطاقة الصادرة من تفاعلات نووية في المركز هو ثابت للغاية , بالتأكيد |
| Uzaylıların Işıklılarını araçlarımızın motorlarından çıkan ısıyı fark etmesi için yeniden ayarladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنّ أنّ الفضائيين قاموا بإعادة تقويم مركباتهم. لإستشعار الحرارة الصادرة من شاحناتنا. |
| Sayfalardan çıkan pis kokuya dayanarak ateş böceğinden damıtılan öz suyundan yapılan görünmez mürekkep olduğunu tespit ettim. | Open Subtitles | برائحة العطن الصادرة من صفحاته عرفت ماهية الحبر السري إنه مستخلص من العصارة المقطرة من "يرقان يراعة الليل الوهاجة" |
| Bu şeyden çıkan güç alışılmışın ötesinde. Daha açamadım bile. | Open Subtitles | كميّة الطاقة الصادرة من هذا الشيء تفوق الوصف، وهُو ليس شغّال. |
| Yapamayız. Kemik testeresinden çıkan titreşimler, subatanı çökertebilir. | Open Subtitles | لا يُمكننا، الذبذبات الصادرة من منشار العظام سيُحدث إنهيار البالوعة. |
| Geoffrey Shurlock'un ofisinden çıkan sesler dışında bir şeyler duyulması bir mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة أن يسمع الناس أي شيء أعلى من الضوضاء الصادرة من مكتب (جيفري شيرلوك). |