Bunlardan en önemli iki tanesi, sabır ve gözlemin gücüydü. | TED | أظن أن أهم شيئين هما الصبر و قوة الملاحظة. |
Bize gereken biraz sabır ve epey anlayış gösterme. | Open Subtitles | ما نحتاجه هنا هو القليل من الصبر و الكثير جداً من الفهم |
Hup! Bu egzersizin adı sabır ve bağırsak. | Open Subtitles | الهدف من هذه التمارين هو الصبر و العزيمة |
Evliliğim bana sabır ve anlayışı öğretti ki bunu müşterilerime de aktarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | زواجى علمنى الصبر و التفهم و هو ما احاول تمريره لمرضاى |
Kurbanlara ölüm sonrası yaptıkları sabır ve dikkat istiyor, yani 35 yaşlarında ya da daha büyük. | Open Subtitles | عمله على الضحايا بعد الوفاة يتطلب كُلاً من الصبر و المثابرة, مما يشير أنه في منتصف الثلاثينات أو أكبر. |
Biraz sabır ve ayık olmanı. | Open Subtitles | . . بعض الصبر و أن تكون مستفيقاً |
Bu, onun tabiriyle susuz balıkçılık, ona öğretilen kısmıyla bugün onu karakterize eden spor, olağanüstü bir sabır ve şamanistik bir yaklaşım gerektirir. | Open Subtitles | هذا الصيد الجاف , كما أسماه ...ما علمه صفتين عجيبتين ...الصبر و ووجود الإله لهذه لرياضه الموجوده هذه الأيام |
İslama göre sabır ve sebat göstermek gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | إن الإسلام يعلم الصبر و... |