| Son günlerde iyi bir tahtırevan taşıyıcısı bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | أصبح من الصعب إيجاد حاملين جيدين للسرداق الملكي هذه الأيام |
| Arkadaşlarını çöp niyetine kullanmayınca ilham bulmak zor oluyor, değil mi? | Open Subtitles | لايستطيعون الكتابة. من الصعب إيجاد الإلهام حينما لاتقوم بتحطيم أصدقائك, ها? |
| Benim gibi... herşeyini kaybetmiş birisi için hayatın anlamını bulmak zor olacak. | Open Subtitles | وبالنسبة لي كشخص قد فقد كل شيء من الصعب إيجاد هدف |
| Bir kadına doğru hediyeyi bulmak zordur, değil mi? | Open Subtitles | من الصعب إيجاد الهدية الأفضل لامرأة صحيح؟ |
| Bir kadına doğru hediyeyi bulmak zordur, değil mi? | Open Subtitles | من الصعب إيجاد الهدية الأفضل لامرأة صحيح؟ |
| Savaş daha yeni bitmişti ve ev bulmak zordu. | Open Subtitles | بعد أنتهاء الحرب كان من الصعب إيجاد منزل |
| Eee, hoşlanabileceğin bir yahudi kız bulmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد شخص يعجبك فما بالك بشخص يهودي. |
| Güvenlik kamerası bulmak kolay olmayacak. | Open Subtitles | أعتقد بأنه سيكون من الصعب إيجاد كاميرا أمنية |
| Senin fiyat aralığında iyi birşeyler bulmak zor. | Open Subtitles | حسناً، من الصعب إيجاد مكان يتناسب سعره مع ميزانيتك. |
| Senin fiyat aralığında iyi bir şeyler bulmak zor. | Open Subtitles | حسناً، من الصعب إيجاد مكان يتناسب سعره مع ميزانيتك. |
| Sizin yaşınızda hala desteksiz nefes alan bir kadın bulmak zor efendim. | Open Subtitles | إنه من الصعب إيجاد من فى مثل عمرك يتنفسون |
| Yakında geri gelecek. Tek başına bu derin ormanda yolunu bulmak zor. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد طريقك لوحدك . في عمق هذه الغابة |
| Bu tip bilgisi olan birini bulmak zor olmaz, değil mi? | Open Subtitles | بالتاكيد حصل على المساعدة ليس من الصعب إيجاد شخص مع هذا النوع من المعرفة |
| Böyle bir adam için kadın bulmak zor. | Open Subtitles | إنّ لمن الصعب إيجاد امرأة لهذا الرجل العظيم. |
| Bugünlerde iyi yardımcılar bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد مساعدة جيدة في هذه الأيام |
| Bu zamanda yetenekli samuray bulmak zordur. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد ساموراي ماهر في هذا الوقت. |
| - Genellikle eşleşen, bir kişi bile bulmak zordur. | Open Subtitles | حسناً، عادةً من الصعب إيجاد متبرع واحد مطابق. أجل، بالضبط. |
| Şehirdeki yeni birisi için yaşayacak doğru yeri bulmak zordur. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد المكان المناسب للعيش عندما تكون جديداً في المدينة |
| - Bütün çeteyi toplamak için bahane bulmak zordu. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد الأعذارِ للحُصُول على العصابةِ الكاملةِ معاً |
| Arjantin'de iş bulmak zordu. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد عمل في الأرجنتين. |
| Evet, öyle ama çocuk bakıcısı bulmak çok zor ve bu gece Judo antrenmanım var. | Open Subtitles | أخشى من ذلك ولكن من الصعب إيجاد جليسة أطفال، وعندي لعبة جودو الليلة. |
| Sen takımımın değerli bir üyesisin ve senin yerini dolduracak birini bulmak çok zor olacak. | Open Subtitles | ذلك أنك عضو مهم في فريقي ومن الصعب إيجاد شخص ما يحل محلك |
| Tarafsız bir jüri bulmak kolay olmayacaktır. | Open Subtitles | لذا فمن الصعب إيجاد هئية محلّفين تتسم بالموضوعية. |