| Önemli olan şu ki, kadın hiçbir zaman o fotoğrafları almamış. | Open Subtitles | في الواقع لم تكن تلك المرأة معتادة على تجميع الصّور أبدا |
| Şimdi de fotoğrafları alabilmek için yeni bir bilgisayara ve bunu yapabilecek aygıtlara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | الآن نحتاج كمبيوترًا آخر لإعتراض الصّور ومُعدّات ٌ أخرى |
| Bütün aileyle röportaj yaptım. fotoğraf falan her şey tamam. | Open Subtitles | . إلتقيت جميع أفراد العائلة الصّور بحوزتي |
| resimlere zoom yaparak sanat ve biyoloji derslerinde kullanıyorlar. | TED | بالإمكانِ دوماً تكبيرُ الصّور واستخدامها في دروسِ البيولوجيا مثلاً أو الفنون. |
| Size yarının şehirleri olacağını düşündüğüm yerlerin bazı resimlerini göstereyim. | TED | اسمحوا لي أن أُرِيكم بعض الصّور لما أعتقد أنها ستكون مدن الغد. |
| Kazanan sokaktaki en son suikastçı olacak ve elinde tüm fotoğraflar olacak. | Open Subtitles | آخر قاتل على قيد الحياة يفوز، ولديه جميع الصّور |
| Bazen konuların küçük parçaları vardır yada küçük görüntüleri. | Open Subtitles | أحيانًا الموضوعات تحتفظ بالقطع أو الصّور التي يمكن أن تُرْسَل |
| Görüntülerin gelmesine izin ver. Onların seni alıp götürmesine izin ver. - Üzgünüm, buna yardım edemem. | Open Subtitles | دعِ الصّور تأتي , دعيها تغسلكِ ــ أنا آسفة . |
| Ben o fotoğrafları istiyorum. | Open Subtitles | كان ذلك ضمن سلسلة مؤسفة من الأحداث، أصغِ... أريد تلك الصّور |
| Gönderdiğin fotoğrafları aldım. | Open Subtitles | حصلتُ على الصّور التي أرسلتها إليّ. |
| Neden sana fotoğrafları göstermiyorum? | Open Subtitles | لم لا أريك الصّور إذن؟ |
| fotoğrafları? | Open Subtitles | الصّور ؟ |
| fotoğrafları. | Open Subtitles | مع الصّور ؟ |
| Halka açık yerlerde sevişip fotoğraf çekip çekmediğimizi bilmek istedi. Karakterlerden anladığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أرادَ أن يعلم ما إذا كُنّا مارسنا علاقةً حميميّةً في أماكنٍ عامّةٍ أو التقطنا بعض الصّور. |
| Korkarım ki gerçek biraz daha alelâdedir daha çok insanları takip eder, bol bol fotoğraf çekeriz. | Open Subtitles | أخشى أنّ واقع الأمر مملٌّ في المهنة، أغلب الأمر هو ملاحقة النّاس وأخذ الصّور. |
| Bir sürü de fotoğraf çekin yoksa adli tıp ağzıma sıçar. | Open Subtitles | وأحضر الصّور اللعينة وإلاّ فإن فريق خدمة الإستخبارات الجنائية الوطنية سيقطع خِصيتيّ |
| Eğer bu görüntüler ekranda sadece 500 piksel göstereceklerse bu resimlere bütün alın terimi dökmenin benim için hiçbir anlamı yok. | TED | أعني بأنّه لن يكونَ هناكَ معنىً لكلّ ما تعبت عليه خلالَ إنتاجِ الصّور إنْ كانت ستكونُ مقيّدةً بدقّةِ الشاشةِ التي تراها من خلالها. |
| Şu resimlere bir bak ve istediğin bir şey görüp görmediğini söyle. | Open Subtitles | ألق نظرة على هذه الصّور وتخبرني اذا رايت اي شيء انت تريده . |
| Hâlâ kayıt olmamanın sebebi profilin seksi resimlerini çekmek için sana yardım etmem. | Open Subtitles | سبب عدم تسجيلك بعد هو أنّكِ تريديني أن أساعدكِ في التقاط بعض الصّور المُثيرة لملفّكِ الشّخصيّ. |
| Bu fotoğraflar şüpheli bir şekilde bizim otomatik plaka bulucusununkilere benziyor. | Open Subtitles | تلك الصّور التي أرسلتها تبدو بريبةٍ مثل الصّور التي قُرِأتْ بواسطةِ أجهزتنا. |
| O görüntüleri çekmiş olmanız ve tüm dünyanın görecek olması beni memnun etti. | Open Subtitles | مسرور بأنّك قمت بتصوير تلك الصّور التي سيراها العالم |