| Eğer işe yaramazsa bedava yemek olan bir piknik deneyin. | Open Subtitles | إذا لم ينجح هذا فجرب تقديم لهم الطعام المجاني |
| Ben onların bedava yemek yediğini, bedava kuru temizleme yaptırdığını etrafta prens gibi dolaştıklarını gördüm. | Open Subtitles | رأيتهم يتناولون الطعام المجاني و يروون ظمأهم مجاناً يندفعون مثل الأمراء حول المدينة |
| Belli ki bedava yemek yiyebilmek için erkeklerle çıkan kızlardan. | Open Subtitles | من الواضح ، أنها واحدة من الفتيات التي تواعد الرجل عبر الانترنت من أجل الطعام المجاني |
| Hepinizin beleş yemek çiğneme sesleri. | Open Subtitles | صوتكم جميعاً و أنتم تمضغون الطعام المجاني |
| Ben neden hep sana beleş yiyecek veriyor da ben iade edilmiş yiyecekleri alıyorum? | Open Subtitles | لماذا بن دائماً يعطيكِ الطعام المجاني بينما يُطيني انا الطعام المئكول |
| - Yani bunun bedava yemekle alakası yok? | Open Subtitles | -و الطعام المجاني ليس له علا قة بذلك؟ |
| Evet. İnsanlar bu yüzden düğüne gider. bedava yemek için. | Open Subtitles | نعم، هذا هو سبب مجيء الناس الى الحفلات، من أجل الطعام المجاني |
| Café Diem'de artık bedava yemek yok. | Open Subtitles | "لا مزيد من الطعام المجاني في مقهى "ديم"." |
| Sadece bedava yemek ve kalacak sıcak bir yer için burada. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} إنّه هنا من أجل الطعام المجاني والمكان الدافئ للعيش فحسب. |
| bedava yemek için geldim. | Open Subtitles | أتيت من أجل الطعام المجاني |
| Ben buraya bedava yemek için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا أجل الطعام المجاني |
| İşte bu, bedava yemek gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أفضل من الطعام المجاني |
| beleş yemek var diye geldim ama yemek yok. | Open Subtitles | انظرى, لقد أتيت هنا من أجل الطعام المجاني لا يوجد طعام |
| Sanki beleş yemek için gelmişiz gibiyiz. | Open Subtitles | يفترض اننا هنا لأجل الطعام المجاني |
| - Şey, bazen komşularından beleş yiyecek ve Wi-Fi alabiliyorsun. | Open Subtitles | كيف يمكنك الحصول عليه؟ حسنا، أحيانا يمكنك الحصول على الطعام المجاني وخدمة الواي فاي من الجيران. |