| Onları bugünden yaparım bir kutuya koyarım. Bırak sana 4 kutu taze yem getireyim. | Open Subtitles | حصلت على الطعوم خاصّتي اليوم,و قد وضعتها في العلبة |
| Birkaç lezzetli yem attım, "sağlık" ve "uzun ömür" gibi. | Open Subtitles | لذا اعددت بعض الطعوم الخفيفة مثل الصحة و الخلود |
| Güven bana, bu işi yapmıştım. yem dükkânı bunun bir seviye üstü. | Open Subtitles | صدقيني لقد عملت هنا ان الطعوم هي خطوة |
| Bu binada çalınmış aşı saklandığından haberin yoktur, değil mi? | Open Subtitles | .. لم يحدث لك أن علمت عن إخفاء الطعوم المسروقة بهذا المبنى , أليس كذلك؟ |
| Trish, aşı konvoyu yola çıktı mı? | Open Subtitles | تريش) , هل عملية نقل الطعوم بطريقها ؟ |
| - Bildiğiniz üzere Will büyük oltayla balık avlıyor ve kendi yemlerini kendi hazırlıyor. | Open Subtitles | -آه، كما تعلم، ويل) صائد أسماك محترف، وهو يقوم بتصميم... كل الطعوم التي يستخدمها. |
| İkimizin de yemlerini seçtim. | Open Subtitles | الطعوم... |
| Glen ve Dale yem almak için gecikti. | Open Subtitles | غلين) و (دايل) توقفا) لأجل المزيد من الطعوم |
| Bize aşı yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | rlm; يريدون أن يعطونا الطعوم. |