| Çok uzun zamandır burada yürümüyorum. | Open Subtitles | أوه، هو مثل هذا الوقت الطويلِ منذ أن دُستُ الألواحَ. |
| - uzun zamandır öyle biliyor. | Open Subtitles | هو يَطْلعُ على الطريقِ الطويلِ جداً الآن. |
| Bu Curtis şu uzun saçlı çocuk, değil mi? | Open Subtitles | ذلك ولدِ كيرتيس الواحد بالشَعرِ الطويلِ , ؟ |
| Uzaklara At Süren, uzun Saçlı ile konuşmalıyım. | Open Subtitles | الراكب البعيد ، يَجِبُ أَنْ أَتكلّمَ مع صاحب الشَعرِ الطويلِ. |
| Bu günü o kadar uzun zamandır düşünüyordum ki. | Open Subtitles | فكّرتُ بهذا يومِ الطويلِ جداً، حَلَّه في رأسي، |
| Uzak Sürücü, uzun Saçlıyla konuşmam lazım. | Open Subtitles | الراكب البعيد ، يَجِبُ أَنْ أَتكلّمَ مع صاحب الشَعرِ الطويلِ. |
| - Bana çok uzun bir açıklama... - ...yapman gerekiyor. | Open Subtitles | - أنت عِنْدَكَ بَعْض التَوضيح الطويلِ ليَعمَلُ. |
| Mutfakta uzun süre kaldığım için kendimi aptal gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ، أَشْعرُ a سخيف إلى حدٍّ ما لبَقاء في الداخل الطويلِ جداً هناك. |
| Aslında, biraz önce çıkan iri yapılı, uzun boylu adamla ne konuştuğunuzu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة , انا جداً متشوّقه لمعرفة المحادثة التي كانت... مَع ذلك الرجل الطويلِ الكبيرِ الذي غادر للتو. |
| Hatırladığım kadarıyla uzun saçlı zayıf bir kadındı. | Open Subtitles | أَتذكّرُ بأنّها كَانتْ a إمرأة نحيلة جداً بالشَعرِ الطويلِ |
| uzun SACLI DAHA iYiYDi KARDESiM. | Open Subtitles | حَببتُه أفضل بالشَعرِ الطويلِ , |
| Tanrım, ne kadar uzun gerçekten. | Open Subtitles | Gosh. اللهي، هو كَانَ ذلك الطويلِ. |
| Sonuçta bu kadar zaman sevgilisizdin. | Open Subtitles | أَعْني، أنت كُنْتَ هذا الطويلِ بدون a رجل. |
| - O kadar olmadı. | Open Subtitles | - أوه، هو ما كَانَ ذلك الطويلِ. |