| - Öyleyse akşam yemeğe gelemeyecek. - Beni yemeğe mi götüreceksin? | Open Subtitles | ثمّ هو لن يَستطيعُ المَجيء إلى العشاءِ أنت ستاخذني إلى العشاءِ |
| Carl, aklıma gelmişken Perşembe günü komite toplantımız var yemeğe gelebilirsen Megan ve ben çok seviniriz. | Open Subtitles | كارل، بينما أَتذكّرُ نحن سَيكونُ عِنْدَنا لجنه إجتماع كبير يوم الخميس مايجن وأنا نود إذا جِئتَ إلى العشاءِ. |
| Max bu gece işten sonra beni yemeğe davet etti. | Open Subtitles | ماكس طَلبَ مِنْي الذِهاب إلى العشاءِ مَعه بعد العملِ هذه اللّيلة |
| Yemekten sonra kalçamı kötü hissettim. | Open Subtitles | حَسناً، بعد العشاءِ ليلة أمس، وركي كَانَ يَحْصلُ على نوعِ الجثّةِ، |
| Biz neden yemeği atlayıp, direk tatlı ya geçmiyoruz ki? | Open Subtitles | الذي لا نحن فقط نَتغيّبُ عن العشاءِ ويَذْهبُ مباشرة للحلوى؟ |
| Ve bu gece yemekte bana karşı çok ters davrandın. | Open Subtitles | واللّيلة في العشاءِ وأنت كنت فظً نوعاً ما معي |
| Sana yardım etmeyeceğim, akşam yemeğine gelemezsin, ve seni bir daha görmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُساعدُك. أنت لا تَستطيعُ المَجيء إلى العشاءِ. وأنا لا أُريدُ رُؤيتك ثانيةً. |
| Pekala, akşam yemeğinden önce 50 eyaleti bulacağıma bahse girerim. | Open Subtitles | حَسَناً، رَاهنتُ بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أُصبحَ كُلّ 50 قبل العشاءِ. |
| Birisi beni yemeğe son kez davet edeli epey oluyor. | Open Subtitles | مر وقت طويل منذ ان دعاني شخص ما للخروج معه إلى العشاءِ |
| Michael, Max yemeğe geliyor. Onunla tanışmanı istiyorum. | Open Subtitles | مايكل، ماكس قادم إلى العشاءِ أنا أود أن تقابلة |
| Beni yemeğe davet etmene de sevindim. | Open Subtitles | أَنا مسرورُ دَعوتَني إلى العشاءِ. كَيْفَ أنا لَستُ؟ |
| - Evet. Seni bu akşam yemeğe çıkarabilir miyim? | Open Subtitles | هَلّ بالإمكان أَنْ آخذُك إلى العشاءِ اللّيلة؟ |
| İzin ver bu akşam seni yemeğe götüreyim. | Open Subtitles | النظرة، تَركَني آخذُك إلى العشاءِ اللّيلة. نحن يُمْكِنُ أَنْ نُناقشَه بعد العملِ، حَسَناً؟ |
| Artık yemeğe geçelim mi? | Open Subtitles | حَسناً، ماذا عَنْ نحن هَلْ عِنْدَنا ذلك العشاءِ الآن؟ |
| Ve "Yemekten sonra caz kulübüne gitmeyelim" dedi. | Open Subtitles | المُقترح بأنّنا نَطْفرُ نادي الجازَ بعد العشاءِ. |
| - Oh, güzel. Yemekten sonra odanda bir ateş çıkarta biliriz, ve o gelir ve bizi kurtarır. | Open Subtitles | بعد العشاءِ يُمْكِنُنا أن نشعل النار في غرفتِكِ، ثم يأتي هو وينقذنا |
| Yemekten sonra, hava kararınca burada kalmam | Open Subtitles | أنا لا أَبْقى بعد العشاءِ ولا بَعْدَ أَنْ تَبْدأُ بالظلام |
| Yumurtalar iyi olsaydı akşam yemeği için bana güvenebilirdin. | Open Subtitles | لو البيضِ كَانْ بخير، لَرُبَّمَا يمكن ان تَأتمنُني علي العشاءِ. |
| Biliyorsun, daha akşam yemeği yiyemedik. | Open Subtitles | نحن ما كُنّا ذلك العشاءِ. إهتمّْ بالإلتِحاق بي؟ |
| Umurumda değil. yemekte Zora boşanma davası açtığımı duyurdu. | Open Subtitles | في العشاءِ زورا أعلنتْ بأنَّ أنا أُقدّمُ طلباً للطلاق. |
| Bir gün akşam yemeğine filan çıkabiliriz, değil mi? - Evet. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَعتقدُ لَرُبَّمَا في وقت ما نحن يُمْكِنُ أَنْ نتناولَ العشاءِ أَوشيءِ ما |
| Ama akşam yemeğinden bahsetti, ve bu talimatları bıraktı. | Open Subtitles | لَكنَّه أخبرَني عن العشاءِ, وتَركَ تلك التعليمات |
| Ama o gece akşam yemeğinde babam bana bakıyordu. | Open Subtitles | لكن ذلك الليلِ في العشاءِ أحسستُ أبي يَحْديق عليّ، يُحدّقُ كثيرا لي. |