düzinelerce insan her daim ölüyor, hatta binlercesi. | Open Subtitles | العشرات من الناس يموتون طوال الوقت .. بل الآلاف |
Her gün Springfield'da düzinelerce insan öldürülüyor fakat şu ana kadar hiç önemli biri öldürülmemişti. | Open Subtitles | العشرات من الناس تقتل كل يوم في سبرنقفيلد لكن لحد الآن لم يكن أحدهم مهماً |
Bu eller düzinelerce insan öldürdü Pete. Bizim arkadaşlarımız. | Open Subtitles | هاتان اليدان قتلت العشرات من الناس يا (بيت) أصدقاء لنا |
Donna, bu dava üstünde iki düzine insan çalıştı herhangi biri görüp kaybetmiş olabilir. | Open Subtitles | دونا ، العشرات من الناس يعملون على هذه القضية وأي أحد منهم ربما رأها ، وغفل عنها |
Duygusal ihtiyaçlarınızı karşılamak için, idealleştirilmiş aile birimine bağlı kalmaktansa; burada işte geçirdiğiniz zor bir günü anlatmak veya kötü davranan bir öğretmen problemini çözmek için gidebileceğiniz iki düzine insan var. | TED | بدلًا من الاعتماد على وحدة العائلة المثالية فقط لتلبية كل احتياجاتكم العاطفية، لديكم العشرات من الناس يمكنكم الذهاب إليهم للحديث عن يوم عمل شاق او حل مشكلة كيفية التعامل مع أستاذ متعسف استبدادي. |
Brooklyn'de bir düzine insan bilinmeyen bir nedenle komaya girmiş. | Open Subtitles | وقع العشرات من الناس في بروكلن) بغيبوبة دون معرفة السبب) |
İçeride bir düzine insan var. | Open Subtitles | لقد وضع العشرات من الناس هناك بالأسفل |
Bir düzine insan... | Open Subtitles | -عندما يموت العشرات من الناس ... -مهلاً،مهلاً،مهلاً،مهلاً . |