| Benim sefer saatimi her değiştirdiklerinde bana fazla mesai ödemek zorundalar. | Open Subtitles | لأنهم وصلوا لدفع لي العمل الإضافي في كل مرة أغير التشغيل. |
| fazla mesai tasarim icin tutku, ister katilirsiniz ister katilmaz. | TED | العمل الإضافي هو عشق التصميم ، فإما أن تنضم له أو تتركه |
| Mesela, çift vardiya çalışan beyazlardan biri, fazla mesai yapamayacak kadar yorgun olduğunu söylerse, kovmazsınız. | Open Subtitles | فعلى سبيل المثال أحد الرجال البيض لديه مناوبتين لو قال أنه مجهد من العمل الإضافي فهل تفصلة من العمل ؟ |
| fazla mesai ücreti istiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يتحدثون عن الدفع مقابل العمل الإضافي |
| Merkezden Fazla mesailer ne zaman ödenecek bir bilgi geldi mi? | Open Subtitles | هل من معلومات حول موعد دفع أجور العمل الإضافي ؟ |
| Kötü haber ise fazla mesai çok fazla olduğu için, komisyon memurların çifte mesai yapmasına artık izin vermeyecek. | Open Subtitles | الأخبار السيئة، بسبب أن معدل العمل الإضافي أصبح مرتفعاً الآن قرَّرَ المفوض منع الضباط من العمل لفترتين |
| Dört katı fazla mesai alacağımızın farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أننا نقوم بأربعة أضعاف العمل الإضافي |
| Hatta fazla mesai yapmak gerekirse ben müsaitim. | Open Subtitles | في الحقيقة، انا موجودة حتى لوقت العمل الإضافي |
| Yanlış şeyin üzerine gidiyormuşuz, sorun fazla mesai değil, bozuk cihazmış. | Open Subtitles | ..نحن نمضي خلف الشيء غير المطلوب ،سجلات العمل الإضافي وليس المعدات المعطوبة |
| Artık fazla mesai diye bir şey yok. | Open Subtitles | لم يعد هناك شيئاَ يدعى العمل الإضافي لم نعتقد |
| Paranızı elinizde tutun fazla mesai ödeyin. | Open Subtitles | أن تُبقي مالاً نقدياً قريباً للدفع مُقابل العمل الإضافي. |
| Sistemin vicdanı yoktur ve kimse fazla mesai yapmayı sevmez. | Open Subtitles | ليس لدى النظام ضمير وولا أحد يحب العمل الإضافي |
| fazla mesai neyse de en azından aramasını beklerdim. | Open Subtitles | لا أمانع العمل الإضافي لكن كان بإمكانه الإتصال على الأقل |
| Önümüzdeki on iki ay için maaşının yarısı, fazla mesai dahil benim tarafımdan mahsup edilecek ve direkt olarak Polis Yardım Fonu'na verilecek. | Open Subtitles | نصف الأجور الخاص للالاثني عشر المقبلة أشهر ، بما في ذلك أي أجر العمل الإضافي ، وسيتم خصمها من قبلي وأعطيت مباشرة إلى الصندوق الخيري للشرطة. |
| Garanti ederim Lex'in kağıt öğütücüleri şuan fazla mesai yapıyordur. | Open Subtitles | أضمن لك بأن موظفي (ليكس) يقومون ببعض العمل الإضافي الجدي |
| Evet ya, şu fazla mesai kanıtı. | Open Subtitles | أوه، إثبات العمل الإضافي المثير |
| mesai ücreti veriyorlar mı bari? | Open Subtitles | هل هم يدفعون لك العمل الإضافي على الأقل؟ |
| Sonra sen aklından bir hesap yapıp "Fazla mesailer bile kâbus olmaya yetecektir." diyeceksin. | Open Subtitles | وبعدها تحسب في رأسكوتقولشيءمثل .. "العمل الإضافي وحده سيكون كابوساً" |