odaya ve eşine, eşini tatmin edecek tek kişi olduğunu gösterir. | Open Subtitles | ليثبة لمن في الغرفة و لزوجته أنه الأفضل ومن يستمتع هنا |
İzleyici bir nevi şüphe duymadan odaya girer ve duvarda dağınık bir kompozisyonda duran bu panellere bakış atar. | TED | يدخل المتفرج إلى الغرفة و هو تقريباً ليس لديه أي أدنى فكرة، و ينتبه إلى هذه اللوحات بتركيب مبعثر على الحائط. |
İşte biz de kendi çerçeve veya iskeletimizi oluşturmak için aynı pencere yapısını kullandık, bu bir odaya asılı duruyor ve her iki taraftan da görülebiliyor. | TED | لذا فقد استخدمنا نفس مفردات النافذة لصنع الإطار أو الشبكة الخاصة بنا المعلقة في الغرفة و التي يمكن رؤيتها من الجانبين. |
oda ve içindeki her şey tam olarak bulduğumuz gibi. | Open Subtitles | تلك الغرفة و كل شيء فيها هي كما وجدناها تماماً |
Geliyor. Katie, gidip bayana bir oda ve banyo bulalım. | Open Subtitles | كايتي ، دعينا نرشد السيدة إلى الغرفة و الحمام |
Artı kalacak yer ve yemek. | Open Subtitles | زائد الغرفة و الطعام؟ |
Artı kalacak yer ve yemek. | Open Subtitles | زائد الغرفة و الطعام؟ |
odanın ölçülerini aldım ve başkentin kayıtlı mimari planlarıyla karşılaştırmaya başladım. | Open Subtitles | لقد أخذت أبعاد الغرفة و أنا أقرانهم مع المخطوطات الهندسية للعاصة |
Bunları panolara koyarak bir odada topladılar, bu odaya da ''çirkin oda'' dediler. | TED | و وضعوهم جميعا في لوحة و نقلوهم جميعا في نفس الغرفة و سموها الغرفة القبيحة |
Bakın, saat 10:00'da, adam odaya girerse, ateş ederse... ..ve isabet ettirirse bizi tekrar arayın. | Open Subtitles | عند العاشرة تماماً، إذا اقتحم الغرفة و أطلق النار .. و إذا لم يُخطئ بعدها يمكنكِ الإتصال بنا ثانيةً. |
Ve odaya gittiğimde gördüm ki, yardıma ihtiyacı yokmuş. | Open Subtitles | وو صلت الى الغرفة و ادركت انها لم تكن بحاجة للمساعدة |
Ben bu odaya baktığımda, gördüğüm tek şey, seçimler. | Open Subtitles | أنا أنظر في هذه الغرفة و كل ما أراه هو الخيارات |
Çocuğu o odaya tıkıp, basit bir burun enfeksiyonunu ışık hızına çıkardık. | Open Subtitles | لقد وضعناه في تلك الغرفة و زدنا من مشكلة رشحه السخيفة |
Bir odaya alıp türlü testler uyguladılar. | Open Subtitles | أخذوني لهذه الغرفة, و أجروا كل تلك الأنواع من الفحوصات |
Bu oda ve Dan'in Rus enerji santraliyle alakası hakkında ne bildiğini öğrenelim. | Open Subtitles | لنرى إن كانت تعلم عن هذه الغرفة و اهتمام (دان) بمحطات الطاقة الروسية |
Ona bir oda ve bahçeyi gösterdim. | Open Subtitles | لقد أريتُها الغرفة و الحديقة |
Sana söylüyorum, bu odanın içinde gözüm kapalı uçabilirim! | Open Subtitles | أنا أستطيع الطيران حول هذه الغرفة و عيناى مغلقتان |
Uçamazsın. Uçamazsın! Sana söylüyorum, bu odanın içinde gözüm kapalı uçabilirim! | Open Subtitles | أنا أستطيع الطيران حول هذه الغرفة و عيناى مغلقتان |