Sanırım bu konuda bazı rahatsız edici duygular var. | TED | أعتقد أن هناك بعض المشاعر الغير مريحة حول هذا. |
Yani, salak olmayan biri otopsi yapılacağını ve otopsinin de kızın kimliğine dair rahatsız edici sorulara neden olabileceğini bilir. | Open Subtitles | أعني ، من دونِ احمق ، هل تعرف بأن هناك تشريح للجثة ويمكن أن يؤدي تشريح الجثة إلى بعض الأسئلة الغير مريحة لـ هويتها |
Ve şimdi çok rahatsız edici bir telefon görüşmesi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | وانا الان لدي البعض من المكالمات التلفونية الغير مريحة |
rahatsız edici duyguları gömmeye çalışınca ya da fikirleri, bizi tehdit eden duyguları bazen tek çıkış yolları bizim bilinçaltımız olur. | Open Subtitles | وعندما نحاول ان ننسى الأحلام الغير مريحة او أفكار, أو عندما نشعر بالتخويف أحياناً المخرج الوحيد لديهم هو التصرف بلا شعور |
Aslında bugün mimari dediğimiz hemen hemen her şeyin dünyanın yüzde birlik en zengin insanları için tasarım üretme işi olduğu rahatsız edici bir gerçek olarak ortada. Bu her zaman da böyle olmuştur. | TED | الحقيقة الغير مريحة هي أنه في الواقع تقريباً كل شيء ندعوه معمار اليوم هو في الواقع عمل تصميم لأثرى واحد في المئة من سكان العالم، ولقد كان كذلك دائماً. |
Senin rahatsız edici bakışlarından kurtulmak için kaçtı. | Open Subtitles | لقد هرب حتى يتجنب نظراتك الغير مريحة |
"Merhaba, gelecekteki tüm sevgililerimle yapmak zorunda kalacağım, rahatsız edici konuşmalar için şimdiden teşekkür ederim" gibi mi? | Open Subtitles | و مجموعة المحادثات الغير مريحة " بكل حبيب سأحصل عليّة لبقية حياتي |
Ben de rahatsız edici bir çok şey giyiyorum... | Open Subtitles | انا أرتدي الكثير من الامور الغير مريحة |
Pekala Max yine o rahatsız edici konuşmayı yapma vakti geldi. | Open Subtitles | حسناً يا (ماكس) حان وقت الخوض في تلك المحادثة الغير مريحة مجدداً |