| - Ben olsam çok takmazdım. Eminim seksi dadı hallediyordur. | Open Subtitles | ما كنت لأقلق، حتمًا المربية الفاتنة تعتني بهما نيابة عنك. |
| seksi kız için ne kadar istiyorsun? | Open Subtitles | ما مقدار ما تريده من الميث مقابل هذه الفاتنة ؟ |
| seksi kostümünü bana verdin ve ben de o baştan çıkarıcı kadını yere sermeyi başardım. | Open Subtitles | وافقنا على تبديل الأزياء ..أعطيتني زيك المثير المثير وأنا كنت قادر على إرجاع الفاتنة أخيراً |
| Yüzmeyi öğrenene kadar belki suyun sığ tarafında kalmalısın, güzelim. | Open Subtitles | يجب أن تبقي قريباً من المياه الضحلة حتى تجيدي السباحة، أيتها الفاتنة |
| Endişelenme, üzerinde hala o çekici tebeşir kokusu var. | Open Subtitles | لا تقلق، أنت ما زال عندك رائحة الطباشير الفاتنة. |
| Bu muhteşem ve kusurlu varoluş anında, buraya gelmeden az önce daha az cesur hissediyordum. Cesur bir şekilde yüzüme bakmaya karar verdim | TED | وفي هذه اللحظات الفاتنة غير التامة في الوجود، والشعور بقليل من الشجاعة قبل مجيئي هنا، قررت أن اتخذ مظهراً جيداً وحاداً على وجهي. |
| Burada kalıp büyüleyici kızınla ne kadar konuşmak istesem de,... | Open Subtitles | نعم، بقدر ما أحب البقاء و التحدث مع ابنتك الفاتنة |
| Sahnede iki tane portatif kamera var, iki sabit kamera, üç tane etrafı izleyen kamera, iki robot ve bir güzellik. | Open Subtitles | لدينا كاميرتان محمولتان واخرتان ثابتتان علي خشبة المسرح العرض سيكون بالتركيز علي ثلاثة مقاطع تشمل الفاتنة والجمهور |
| Neden en azından, bu sevgili genç bayana başvuru formu getirmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا على الأقل لا تسمح لهذه الآنسة الصغيرة الفاتنة أن تملأ الإستمارة؟ |
| Biz de senin göz kamaştırıcı yaşamınla övünüyorduk. | Open Subtitles | ما زلنا نتفاخر حول حياتك الفاتنة |
| seksi finalim için, bunları senin giymeni istiyorum. | Open Subtitles | على كل حال هذا يعني أني أحتاجك لترتدي هذا بدلا عنه في خاتمتي الفاتنة |
| Ama polis olsaydım senin seksi doktor bayan arkadaşın kesinlikle bir şüpheli olurdu. | Open Subtitles | لكنّي لو كنتُ شُرطياً، لكانت طبيبتكَ الفاتنة على قائمة مُشتبهيني. |
| Yani beni ve buradaki seksi, sarışın dos-tüşmanımı öldürecek. | Open Subtitles | بالأحرى قتلي أنا وصديقتي الشقراء الفاتنة اللدودة هذه. |
| ..açlık çektiği bir ortamda ..bizim seksi dadımız sadviçleri heba ediyor. | Open Subtitles | بينما مربيتنا الفاتنة تحتذي التجمُّل حيال طعامهما. |
| Demek istediğim, seksi bakıcı için fazla hassas. | Open Subtitles | أقصد أنّه عرضة للتأثر بسحر المربية الفاتنة. |
| Şu seksi fen öğretmenin hâlâ duruyor mu? | Open Subtitles | هل ما زالت تدرسك مُدرسة العلوم الفاتنة تلك؟ |
| - Merhaba güzel bayan. Bende güzelim. | Open Subtitles | مرحباً أيّتها السّيدة الفاتنة أنا فاتن أيضاً |
| - Merhaba güzel bayan. Ben de güzelim ama. | Open Subtitles | مرحباً أيّتها السّيدة الفاتنة أنا فاتن أيضاً |
| Yani benim 9.6 reytingim-- güzel, çekici, zeki, nişanlı. | Open Subtitles | اذا فتاتي ذات 9.6 الجميلة و الفاتنة و الذكية .. مخطوبة |
| Genetik kodunuzu oluşturan ve size o muhteşem özelliklerinizi veren DNA, yani A, T, G ve C'ler ise burada. | TED | و بالطبع تعود الاهمية لل "دي ان ايه" فهنا توجد أجزائها التي تكوّن شفرتك الجينية، و تعطيك كل مواصفاتك الفاتنة |
| Baksana yapacak bunca Cazip, büyüleyici şeye | Open Subtitles | أنظر إلى كل الأشياء الفاتنة الساحرة التي توجد حولنا |
| Bugünlerde "şeytani güzellik" diye bir dizi oynuyor. | Open Subtitles | تعرفين دراما "الشريرة الفاتنة"؟ .بطلةُ تلكَ الدراما جميلة |
| Sonra "sevgili perim" yazmış, sonra "ellerinizden öperim". Sonra... | Open Subtitles | ثم أصبحت "عزيزتي الفاتنة" في البداية "أقبّل يدكِ" |
| Shakespeare, son defa büyülü kalemini Cesur Kütüphaneci ve göz kamaştırıcı Muhafız'ın Cassandra'nın sesi ile uyandırılmak üzere... | Open Subtitles | "استخدم (شكسبير) قلمه السحريّ مرة أخيرة مدوّنًا قصّة الأمين الوسيم والحارسة الفاتنة اللذَين تحوّلا إلى تمثال ومن ثمّ بُعِثا لسماع صوت (كاساندرا). |
| Kısa etekli dar elbiseli ateşli kızlarla. | Open Subtitles | تنوراتهم القصيرة بلوزاتهم الضيّقة, و أجسامهم الفاتنة |