| Sakın bana Yasak meyve'yi yemeyi düşündüğünü söyleme. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك تفكر عن أكل الفاكهة المحرمة. |
| Sakın bana Yasak meyve'yi yemeyi düşündüğünü söyleme. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك تفكر عن أكل الفاكهة المحرمة. |
| Yasak meyve. | Open Subtitles | الفاكهة المحرمة |
| Yanlış olduğunu bildiği halde gene de yasak meyveyi yedi. | Open Subtitles | إذا حتى مع معرفته بأنه خطأ هو أكل تلك الفاكهة المحرمة |
| yasak meyveyi yedin, bu yüzden cezalandırılıyorsun. | Open Subtitles | لقد إشتركت في الفاكهة المحرمة لذلك يتم معاقبتك |
| yasak meyveden dolayı... ...herşeyin günah olduğunu söylerler. Bu onların kültürlerinin... | TED | كما يُرجعون أن لهاة الحلق تجعل الكلام منخفضًا إلى الفاكهة المحرمة |
| Yasak meyve. | Open Subtitles | الفاكهة المحرمة. |
| Yasak meyve. | Open Subtitles | ممنوع. الفاكهة المحرمة. |
| Her zaman Yasak meyve olan Naevia. | Open Subtitles | لطالما كنتِ الفاكهة المحرمة |
| Yasak meyve. | Open Subtitles | "الفاكهة المحرمة" |
| Adem ve Havva yasak meyveyi yediler ve sonuç olarak Cennet Bahçesi'nden kovuldular. | Open Subtitles | آدم وحواء أكلوا الفاكهة المحرمة والنتيجه كانت الطرد من الجنة |
| Şu anda bana yasak meyveyi sunuyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرض علي الفاكهة المحرمة الآن |
| Sen yasak meyveyi yedin. Bu yüzden cezalandırıldın. | Open Subtitles | أنتَ أَكلت الفاكهة المحرمة |
| 100 yıllardır insanlar bu yasak meyveden yemek için buraya geliyorlar. | Open Subtitles | وقد توافد الناس لمدة 100 سنة، للحصول على طعم الفاكهة المحرمة لها. |
| yasak meyveden daha çekici hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أكثر إغراءًا أكثر من الفاكهة المحرمة |