| Sonrasında minibüs şehrin doğusuna doğru gitmiş. | Open Subtitles | قُمَ اتَجَهَت الفان إلى الطَرَف الشَرقي مِن البلدَة |
| Bu insan taşıyan bir çeşit minibüs. | Open Subtitles | في موقف سيارات الغابة إنه نوع من الشاحنات نوع من سيارات الفان.. و التي كانت تنقل بعض الناس |
| minibüsü, seni bıraktıkları yerin 3 km. ötesinde bir otoparkta bulduk. | Open Subtitles | وجدنا سيارة الفان موقوفة حوالي ميلين من المكان الذي كنت فيه |
| Peckham High yolundaki güvenlik minibüsü... | Open Subtitles | السيارة الفان سيكيوريكور في طريق بيكام السريع |
| Birinin o minibüste ırzına geçilecek olsa, bu bir erkek olurdu. | Open Subtitles | لو سيكون هناك شخص ما سيغتصب في الفان سيكون شاب |
| Orada birkaç bin olmalı. Oysa Beth ve benim 5 dolarımız bile yok. | Open Subtitles | لابد وانها الفان على الأقل, وانا و بيث لانملك حتى 5 دولارات |
| Kırmızı Minibüsün yanında iki tane var. | Open Subtitles | لدينا إثنين هنا هناك عند السيارة الفان الحمراء إذهب أنت لهذا الإتجاه، وأنا هذا الاتجاه، ونلتقى هنا |
| Ona, minibüsten inerek bütün geceyi mahvettiğini söyler misiniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتيه.. أنه أفسد الامر عندما نزل من الفان |
| Dışarıda bir kamyonet var. Benzin pompasını değiştirmem gerek. | Open Subtitles | هناك سيارت الفان نحتاج لتغير مضخة الوقود. |
| Garaja mavi bir minibüs giriyor. | Open Subtitles | لدينا سيارة زرقاء من نوع الفان تدخل الجراج |
| Evet, minibüs soğuk ve sıkış tepiş olur. | Open Subtitles | حسناً، أجل فـ الفان .. بارده و كما تعرفين، مزدحمة |
| İçinde bir sürü çocuğun kaldığı bir minibüs gördün mü burada? | Open Subtitles | الفان التي كان هنا، مجموعة أطفال يعيشون بها؟ لقد كانت هنا البارحة |
| Kızları arkasına atıyor minibüsü Ala Wai'ye götürüp kanalın oraya park ediyorum. | Open Subtitles | وضعت الفتيات فى الخلف, اخذ الفان الى الا واى, و انا ركنتها بجانب القناة. |
| Baban bir çok minibüsü olan bir şirketin sahibi. | Open Subtitles | والدك يمتلك شركة تمتلك عدد من سيارات الفان |
| Zırhlı minibüsü buraya getirsin. | Open Subtitles | إجعلها تحضر سيارة الفان المدرّعة إلى هنا |
| Lütfederseniz, Dev minibüste yardımınızı bekliyor. | Open Subtitles | ديف يمكن يساعدك في الفان لو سمحتي .. |
| Ben minibüste yatıyorum. | Open Subtitles | سوف أنام في الفان |
| 5 yıl önce, Matzo Santa Arita'da Kral için at yarışlarında yolsuzluk yapıyordu, ve şehirden ayrılmadan önce iki bin dolar cepledi. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات ، كان ماتسو صاحب افكار وحلول للملك في ساتنا انيتا ويستخلص لنفسه الفان دولار قبل تخطى البلدة |
| Yakalanmasını istiyorsak, onu bu Minibüsün arkasına sokmalıyız. | Open Subtitles | إن كنا نريد أن يتم القبض عليه فنحن بحاجة أن نضعه خلف مقود سيارة الفان هذة |
| Elini minibüsten çektin,kaybettin. | Open Subtitles | لقد أزلت يدك عن الفان لقد خسرت |
| İki kilometre çaplı bir alanda tüm kamyonet ve diğer ticari araçları izleyip ayıkladı. | Open Subtitles | وراقبنا جميع سيارات الفان و السيارات المشابهه لمسافة اثنين كيلو متر حول المنطقة |
| Şimdi lütfen grubun içine edip ayrılmalarına sebep... olmadan evvel Van Halen t-shirt'ümden çık. | Open Subtitles | والان من فضلك اخلعى قميص الفان هيلين الخاص بى... قبل ان تلعنى الفرقة وبعد ذلك ينفصلوا |
| Son filmde, lanet bir minibüse sıçmıştın ve şimdi ise bir limuzine sıçmak üzeresin. | Open Subtitles | في آخر فيلم، انت تغوطت في سيارة الفان والآن ستتغوط في الليموزين |
| Koyu renk bir kamyonetin gelip gittiğine dair video var mı bakmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج لرؤية ان كان هناك اى فيديو لتلك الفان الداكنة قادمة او ذاهبة |
| Sadece minibüsünü gün ışığı rengine boyadın, ve saçların uzadı. | Open Subtitles | والسبب الوحيد الذي جعلك تقوم بإعادة طلاء سيارتك الفان وإطالة شعرك |
| Çocuk, kamyonetime gel de sana şeker vereyim. | Open Subtitles | يا ولد , اصعد الى الفان وٍسأعطيك بعض الحلوى |