| Giymemi istediğin elbise bu mu? Şey, bu harika oldu. | Open Subtitles | أهذا هو الفستان الذي أردت أن أرتديه؟ هذا رائع جدا |
| Resmi bir davet değildi ama ne renk elbise giyeceğimi sordu. | Open Subtitles | لم تكن دعوة رسمية, لكنه سألني عن لون الفستان الذي سأرتديه |
| Zanlının giydiği elbise barmen üstüne olmadığını söylemişti, değil mi? | Open Subtitles | الفستان الذي ارتده الجانية، الساقية تقول أنه لمْ يناسبها, صحيح؟ |
| Aklında ne tür bir gelinlik var canım? | Open Subtitles | الآن .. ماهو نوع الفستان الذي تريدينه يا عزيزتي ؟ |
| Aklında ne tür bir gelinlik var canım? | Open Subtitles | الآن .. ماهو نوع الفستان الذي تريدينه يا عزيزتي ؟ |
| Ediyorum zaten. Kuru temizlemeciler, istediğim elbiseyi getirmediler. | Open Subtitles | أنا أكرهه , لكن المصبغة لم توصل الفستان الذي أردت ارتداؤه |
| Ediyorum zaten. Kuru temizlemeciler, istediğim elbiseyi getirmediler. | Open Subtitles | أنا أكرهه , لكن المصبغة لم توصل الفستان الذي أردت ارتداؤه |
| Karının giydiği elbise 20 bin kaymeden fazla. | Open Subtitles | أن الفستان الذي ترتديه يساوى أكثر من 20 ألف ليرة |
| elbise dediğin budur. Unutulmayacak doğum gününde giymen gereken elbise işte budur. | Open Subtitles | هذا هو فستانك, هذا هو الفستان الذي عليك إرتدائه بعيد ميلاد الذي لن تنسيه ماحييتِ. |
| Büyümedi, elbise büyük gösteriyor. | Open Subtitles | مؤخرتي لم تتضخم, إنه الفستان الذي يجعلها تبدو أكبر |
| Göğüslerini dışarı fırlamışçasına saran bir elbise giymiş. | Open Subtitles | وهي ترتدي هذا الفستان الذي يجعل ثدييها كأنه سينفجر |
| Hayır, bu Alex'in Jane için yaptığı elbise. | Open Subtitles | لا , هذا فقط الفستان الذي اعدته أليكس ل جين |
| Bu küçük bir kızken evlenirken giymek istediğin elbise gibi. | Open Subtitles | أنه الفستان الذي طالما حلمتِ بأن تتزوجي فيه منذ أن كنتِ فتاة صغيرة |
| Bu Kozmopolitan'ın açılışında giydiği elbise. | Open Subtitles | هذا هو الفستان الذي ارتدته في افتتاح المؤتمر العالمي. |
| Ve... bu benim babanla evlenirken giydiğim gelinlik. | Open Subtitles | و أنا أحبكِ و هذا هو الفستان الذي ارتديته عندما تزوجت والدكِ |
| Ama tahminimde haklı mıyım acaba, o gün giyeceğin gelinlik bu olurdu herhalde, evet mi hayır mı? | Open Subtitles | ولكن هل نفترض اني محق هل هذا الفستان الذي كنتِ سترتديه ذاك اليوم .. نعم او لا |
| Seçtiğim gelinlik harikaydı. | Open Subtitles | لأن الفستان الذي اخترته كان رائعاً |
| Bu sayede Tony'nin cenazesinde giyeceğim elbiseyi de aldım. | Open Subtitles | واشترى لي الفستان الذي سارتديه في جنازته أيضاً |
| İstediğin elbiseyi al. Ben arabada olacağım. | Open Subtitles | خذي الفستان الذي تريدينه ، أنا سأنتظر في السيارة |
| Aslına bakarsan eğer kızım olsaydı tam olarak bu elbiseyi giymesini isterdim. | Open Subtitles | في الواقع، لو كان لديّ ابنة، فهذا نوع الفستان الذي أريدها أن ترتديه. |