| Umarım komik bir şeydir, yoksa Prick hakettiği cezayı bulur! | Open Subtitles | إني أجدها مؤثرة جداً من الأفضل أن تكون مضحكة وإلا فسيواجه بريك القصاص العادل |
| Üstelik Victoria'ya çoktandır hak ettiği cezayı da vermesi cabası. | Open Subtitles | مع بعض الإضافات التى أُعطيت لــ(فيكتوريا) من أجل القصاص العادل الذى جاء متأخراً. |
| Sonra Springwood'lu aileler benim için geldiler... adaleti kendi elleriyle vermeye. | Open Subtitles | ...ثم جاءوا الأباء حاملين القصاص بين ايديهم |
| Adam çok yetenekli bir ajan, adaleti kendi kendine sağlamaya çalışan bir gönüllü kendini savunamayan masum insanlar için. | Open Subtitles | وهو المنطوق ذوي المهارات العالية الذين ينتزع عدالة القصاص للناس الأبرياء الذين يمكن أبوس]؛ ر دفاع عن أنفسهم. |
| Ordu Kurulu bunu onayladı. | Open Subtitles | مجلس الجيش أجرى القصاص |
| Ordu Kurulu bunu onayladı. | Open Subtitles | مجلس الجيش نفذ القصاص |
| Lily'e hak ettiği cezayı vermek mi? | Open Subtitles | .ان يتم القصاص من (ليلي)؟ |
| Sadece hak ettiğin cezayı alacaksın. | Open Subtitles | فقط القصاص. |
| Diyelim ki Jessica için adaleti sağlamaya çalıştık. | Open Subtitles | فلنفترض أننا سنحول القصاص لـ جسيكا |
| Şimdi de adaleti sağlıyor. | Open Subtitles | كلانا يريد القصاص. |
| Wendigo yasalar dışında, kendince adaleti yerine getirir. | Open Subtitles | إن " وينديجو " هو تجسيد لعدالة القصاص |
| Oğlumun katili için adaleti sağladığınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}.أشكرك على القصاص من قاتل ابني |