| Bu gömlek 9$'a patladı. Yeni bir yelek bul, iyi mi? | Open Subtitles | ثمن هذا القميص 9 دولارات أعطنى قميصا جديدا , موافق ؟ |
| Boktan bir gömlek için üstüne üstlük bir de açıklama mı yapacağım? | Open Subtitles | أنا لست مضطره لا شرح لك لماذا لا ارتدي القميص الابيض اللعين |
| Bu tişörtü bana ödünç verdiğin için sağ ol adamım. | Open Subtitles | شكراً لأنك أعرتني هذا القميص الكثير من الأخوات يطرين عليّ |
| - tişört ıslandığı zaman, yırtılmaz. - Bunun anlamı nedir? . | Open Subtitles | عندما يتبلل القميص لا ينكسر أنا لا أعرف ماذا يعنى هذا |
| Gülümsemen mi, yoksa çirkin gömleğin mi daha kötü bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما الخطئ تلك الآبتسامة اللطيفة أم القميص القبيح |
| Mavi ve yeşil gömlek arasında bir türlü karar veremiyorum. | Open Subtitles | اتعلم لم استطع ان اقرر بين القميص الاخضر او الازرق |
| Bu gömlek hiçbir arkadaşımın Instagram akışında bulamayacağı bir parça. | TED | هذا القميص هو شيء لن يكون عند أي من أصدقائي على الإنستغرام. |
| Bu gömlek mi yoksa bu mu? Tamam, bu gömlek. | TED | هذا القميص أم ذلك القميص؟ حسناً، ذلك القميص. |
| - Günaydın. - Günaydın. - gömlek için üzgünüm. | Open Subtitles | ـ صباح الخير ، أنا آسف بخصوص ذاك القميص ـ لماذا ؟ |
| Koltuğunuzda oturuyorsunuz , bir anda o kırmızı tişörtü almaya karar verdiniz, | TED | فها أنت جالس على الأريكة ثم قررت شراء ذلك القميص الأحمر. |
| Bu tişörtü yapmak 227 yapma gözle 14 saatimi aldı. | TED | استلزمني الأمر 14 ساعة و227 عين لصناعة هذا القميص |
| Bu tişörtü sana ninen almıştı. Çöplükte buldum. | Open Subtitles | جدتك أشترت لك هذا القميص و أجده في القمامة ؟ |
| Kot ve tişört konusunda kuşkum vardı ama hoşuma gitti. | Open Subtitles | كنت مرتاباً حيال أمر بنطال الجينز و القميص لكنها أعجبتني |
| Belirtmeden geçmeyeyim. Leonard jiroskopu kastediyor, tişört ve kupaları değil. | Open Subtitles | لنكن واضحين ليونارد يشير لأداة تحديد الاتجاة وليس القميص والكوب |
| Aradığım sadece tipik bir ikinci el tişört değildi. | TED | لكنني لم أكن أبحث عن القميص التقليدي العتيق. |
| Gülümsemen mi, yoksa çirkin gömleğin mi daha kötü bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما الخطئ تلك الآبتسامة اللطيفة أم القميص القبيح |
| O, beyaz kolalı gömlekli zengin herif..... sende olanlarla yetinmeyip, | Open Subtitles | ذلك العميل ذو القميص الأبيض لا يقدر كل ما لديكِ |
| Herşeye rağmen gömleğini beğendim. Bu genel erkek tarzı mı? | Open Subtitles | على العموم ، أحب القميص هل يأتي بالستايل الرجالي ؟ |
| -Demek istediğim, onun tişörtünü odasında buldu ve üzerinde ismi olmasına rağmen Micheal reddetti bunu. | Open Subtitles | أعني أنها وجدت قميصه في غرفتها و قال أن القميص ليس له على الرغم أن اسمه مكتوب على القميص |
| Sen şimdi bebeğin babasısın ve ona üzerinde ne yazan t-shirt giydirdin? | Open Subtitles | انت أب الطفل الآن واخترت أن ترتديه القميص الذي يقول ماذا ؟ |
| Biliyormusun, gerçekten güçlü kasların var, ama tişörtün altından belli olmuyor. | Open Subtitles | لعلمك، لديك عضلات صدرية مفتولة ولكن تصعب رؤيتها تحت هذا القميص. |
| Bir de aynı Gömleği giyiyorum. Yıkayacağım dedim. Ama sen içindeyken yıkayamam. | Open Subtitles | ـ أرتدي نفس القميص أيضاً ـ لا أستطيع تنظيفه و أنت ترتديه |
| Bir tanesini seçelim, mesela, yeşil tişörtlü olanı. | TED | دعونا نختار واحد فقط ، على سبيل المثال ، ذو القميص الأخضر. |
| Her şey birbiriyle uyumlu. Kıytırık çoraplar, kıytırık gömlekle uyumlu. | Open Subtitles | إنه مرتّب للغاية، الجورب متناسق مع القميص |
| Nadine Velasquez, son bölüm, aynı bluz. | Open Subtitles | نادين فيلاسكو ، في الفترة الأخيره ، نفس القميص |
| Alışveriş merkezinde resmini tişörte basan bir yer var. | Open Subtitles | هناك متجر جديد في المجمع التجاري يضعون صورتك على القميص |
| Dün gece o bluzu yıkamaya indiğimde sanırım ütü odasında onu gördüm. | Open Subtitles | تعرفين عندما نزلت لأغسل ذلك القميص أعتقد أنى رأيته فى غرفة الكي |