| Köfte ve sürahi, kebap ve şaraptan çok daha kaliteli görünüyor. | Open Subtitles | الأسياخ أفضل حالا من الكباب الزجاجه أكثر فخامه من النبيذ الذى بداخلها |
| kebap sevmiyorum. | Open Subtitles | لا أحب الكباب، لا أدري عن شعورك اتجاه الكباب |
| Eğer kebap bulursan, bir çöp de sen al ve hepsini ye. | Open Subtitles | اذا حضر الكباب أدفع الستيك بعيدا وتناوله |
| İmparatorluğun parasını taşıyan Kakori'den geçen Lucknow trenini soyacağız Kakori kebabı yerken. | Open Subtitles | الذى يحمل أموال الامبراطورية سوف نسرقه فى كاكورى بينما نأكل الكباب الكاكورى |
| Şunu da yapalım, kebapçıya da bir bomba gönderelim | Open Subtitles | و بما أننا سنقوم بذلك فلماذا لا نفجر محل الكباب ايضاً |
| Adam deniz levreği yedi. Lütfen kadının kebap yediğini söyle. | Open Subtitles | هو تناول الشبص أخبريني أنها تناولت الكباب |
| Neyse dışarı çıktık, biraz bir şeyler içtik, kebap yedik sonra direkt kızın evine gidip vuruşmaya başladık. | Open Subtitles | خرجنا وشربنا بعض الكؤوس وأكلنا بعض الكباب وعدنا بعدها لمنزلها وبدأنا إقامة العلاقة وقد بدأت باقاع جميل |
| Kemiklerimi kırıp, şiş kebap yapacaklar. | Open Subtitles | سوف يكسِرون عظامي ويشووني على سيخ الكباب |
| - kebap ister misin? - Hayır. - kebap sevmiyor musun? | Open Subtitles | أنتَ مثل الكباب ؛ كلا ؛ أنتَ مثل الكباب ؛ كلا ؛ يبدو أنّني ملعون. |
| Chop kebap yiyecek, sonra da dönme dolaba binecek. | Open Subtitles | أنه ذاهب لأكل الكباب ثم سيذهب إلى عجلة الجاذبية |
| Düşündüm de, hadi kebap söyleyelim. | Open Subtitles | لنقم بالطلب , كنت أفكر , ان نقوم بطلب الكباب |
| Seni beş dakika sonra acil bir kebap durumu olduğunu söyleyerek çağırırım. | Open Subtitles | -سآتي و أخذك بعد خمس دقائق -بحجة أي طارئ في الكباب حسنا ً |
| Kaldırımda kebap yiyen bir av köpeği gördüm. | Open Subtitles | رأيت ذلك الكلب ياكل الكباب منالمخلفات,وقلتله" ايها القذر" |
| Akşam için xiph kebap aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرتُ الكباب للعشاء الليلة |
| Bir ara sana kebap ısmarlarım belki. | Open Subtitles | ربما تسمحين لي بأن أعزمكِ على "الكباب"، ذات يوم |
| Teşekkürler. Senin için kebap yiyeceğim. | Open Subtitles | شكراً , سآكل بعض الكباب من أجلك |
| Bir kebap karavanı çok daha mantıklı olurdu. | Open Subtitles | شاحنات الكباب تبدو منطقية أكثر |
| O kebabı gerçekten yemeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | مهلا, مهلا, مؤكد أنك لن تأكلي هذا الكباب, أليس كذلك؟ |
| Daha sonra bodrumunda jazz kulübü olan bir kebapçıya gittik. | Open Subtitles | هو اخذني الى حفلة راقصة في احدى محطات الانفاق المهجورة بعد ذلك ذهبنا الى احد محلات الكباب التي بها نادٍ للجاز في القبو |
| Kebabın ardından sokak arasında birbirinize mi vereceksiniz? | Open Subtitles | و بعض الكباب و المشروب في الزناق |
| Yaptığın kebaplar... şimdiye kadar bu masada yediğim şeylerden daha iyi. | Open Subtitles | (كلوي) ، هذا الكباب الذي أعددته أفضل من أي طعام تناولته على هذه المائدة |
| Hey noel baba, sigaramı aldın Kebapları hızlı gönder bari | Open Subtitles | يا رجل ، الرجل القديس أخذ سيجارتي أحضر الكباب الآن بسرعة |
| Tracey Croft'da Chop ile kebabının ve dilinin birazını paylaştı. | Open Subtitles | ". إشتركت تريسي كروفت قليلاً من طعام الكباب مع تشوب" |