| Sizi gurur günahından kurtarmak isterdim Rahibe, ama korkarım bunu yapamam. | Open Subtitles | أودّ أن أحميكِ من خطيئة الكبرياء يا أختاه، لكن لا أستطيع. |
| Fazla gurur, adamı öldürür diye eski bir söz vardır. | Open Subtitles | هناك مقولة قديمة تقول أن الكثير من الكبرياء قد يقتل |
| Sanırım Ken'in asıl sorunu bir işi olmaması... ve fazla gurur yapmasıydı. | Open Subtitles | اعتقد ان العيب الأساسى عند كين هو انه بلا وظيفة والكثير من الكبرياء |
| Gururun önünüze çıkmasına izin vermeyin. İsteklerinize ulaşmanıza faydası olmaz. | Open Subtitles | لا تجعل الكبرياء يعوق الطريق لن يحقق لك ما تريد |
| gurur, tutku, kibir... Oradaydılar. | Open Subtitles | الكبرياء , الطموح , الغرور جميعهم موجودون |
| Joy'un geçmişinde ki gururlu bir anısını da mahvetmiştim. | Open Subtitles | لقد قمت بأخذ ذكريات الكبرياء من طفولة جوي |
| Sadece gurur, bu kadar, saçma bir gurur. | Open Subtitles | إنه مجرد كبرياء ، هذا ما فى الأمر نوع سخيف من الكبرياء |
| Kırılmış gurur kokmadan yazılması mümkün değildir. | Open Subtitles | لا توجد طريقة لكتابة مثل ذلك بدون أن تشم منها رائحة الكبرياء المجروحة |
| Kızım, gurur ölümcül bir günahtır ve sen ölmek için çok gençsin. | Open Subtitles | أيها الفتاة ، الكبرياء خطيئة مميتة و أنت صغيرة لتموتي |
| Baksana, aynı şeytani gurur. | Open Subtitles | وانظرى لذلك نفس الكبرياء الشيطانى ,أليس كذلك؟ |
| Bu insanlara gurur veren sensin. | Open Subtitles | بل انت الذي اعطيت الكبرياء الي هؤلاء القوم |
| Başka insanlarla iletişim olmadan gurur var olamaz ki. | Open Subtitles | الكبرياء لا يوجد إلا في علاقاتك مع الآخرين. |
| gurur kötü kanıtlardan aptal tanıklardan ve idama meyilli bir yargıçtan daha fazla dava kaybettirir. | Open Subtitles | الكبرياء خسرت قضايا أكثر من الأدلة الباطلة و الشهود المغفلون و القضاء الظالم ، جميعاً |
| Ama bu bir yarış değil. Bunun gurur ya da ego ile bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لكن الأمر ليس مبارزة ولا يتعلق بالكرامة أو الكبرياء |
| Gururun paradan daha önemli olduğunu gösterdin. | Open Subtitles | لقد شاهدناك , كان الكبرياء اهم من المال بالنسبة لك |
| Çok gururlusun, ama Gururun insanlarını koruyamaz. | Open Subtitles | , لديك ِ الكثير من الكبرياء لكنه لا يستطيع حماية شعبك |
| Lâkin kibir ve gurur birçok iyi adamın, çöküşüne yol açmıştır. | Open Subtitles | ولكن الكبرياء و الغطرسة اسقطت العديد من الرجال العظماء |
| Kendileri için mücadele verecek kadar gururlu değiller. | Open Subtitles | لكنّ هذا الكبرياء يمنعهم من الدفاع عن أنفسهم |
| Tamam, fazla Gururum yok ama, bunu yapmayacak kadar Gururum var. | Open Subtitles | حسناً ، ليس لديّ الكثير من الكبرياء ولكن لديّ ما يكفي حتى لا أفعل ذلك |
| Hala öğreneceği çok şey var. Eğer gururu bana dönmesine izin verirse. | Open Subtitles | ما زال أمامها الكثير لتتعلمه إذا سمح لها الكبرياء بالعودة لي |
| ego, kendini koruma ile otomatik olarak bu dürtüye karşı koymaz mı? | Open Subtitles | و الكبرياء ، و يقاوم الدفاع الذاتي فى النفس الحافز المؤثر ذاتيا |
| Hep küçük görüyorsunuz kendinizi, halbuki gururla yüceltmeniz gerekir. | Open Subtitles | ارى انك دائما ما تحفر لنفسك حفرة فى الوقت الذى يجب ان تكون واقفا على جبل من الكبرياء |
| Roberto güler. Yanıp kül olmuş bir ruhun gururunu artık ne yok edebilir. Kör! | Open Subtitles | ما الأضرار الأكثر التي يمكن أن يفعلها الكبرياء لروح محطمة بالفعل ؟ |
| Hemcinsini öldürme günahını işledikten sonra bir de gururdan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | تتكلمين عن الكبرياء بعد أن إرتكبتي خطيئة القتل؟ |
| Gururunun sağduyunu gölgelemesine izin mi variyorsun Frank? | Open Subtitles | أستدعُ الكبرياء يشوش على قرارك، فرانك؟ |
| Gururun ardından yıkım kibirli ruhun ardından da düşüş gelir. | Open Subtitles | "إنّ الكبرياء يسبق الدمار، والغطرسة تسبق الهاوية" |
| Ya da çok mu onurlu olduğunu sanıyor? Aşağılanmak gururuna mı dokundu ? | Open Subtitles | أم أن الكبرياء يملأه لدرجة عدم وجود أي تواضع؟ |
| Seni tanıyorum da ondan, bunu kabul etmezdin. Çok gururlusun. | Open Subtitles | لأني أعرفك، و أعرف أنك كنت سترفض، لديك الكثير من الكبرياء. |