| - Bu kabul edilemez. - Olabileceği bir sürü yer var. | Open Subtitles | هذا غير معقول، هناك الكثير من الأماكن التي قد يوجد فيها |
| bir sürü yer bölgelerindeki okullarla çalışıyor. | TED | هناك الكثير من الأماكن التي تعمل مع مدارسها المحلية. |
| Dünyanın dört bir yanındaki üslerde yaşadım. İtalya, Almanya, pek çok farklı yerde. | Open Subtitles | ترعرعت على الإقامة في جميع أنحاء العالم ايطاليا, ألمانيا, الكثير من الأماكن المختلفة |
| Atalarımız önceden haber verilmeden, bir çok yerden zorla uzaklaştırıldılar. | Open Subtitles | و أجدادنا أجبروا على الخروج أيضا من الكثير الكثير من الأماكن في أي لحظة |
| Dünya üzerinde birçok yer var ve bunlar hakkında şeyler duyuyoruz, sorunları Çok fazla seçeneklerinin olması değil. | TED | هناك الكثير من الأماكن في العالم، وقد سمعنا عن العديد منها، حيث المشكلة ليست أن لديهم فائض اختيارات. |
| Burası 30 katlı ve bir sürü potansiyel rehine... ve saklanabileceği pek çok yer var. | Open Subtitles | هناك 30 طابق ،مليئة بالرهائن الكثير من الأماكن للإختباء |
| Bilmiyorum. Bir şok ağı kurabileceğim o kadar çok yer var ki. | Open Subtitles | لا أدري, هناك الكثير من الأماكن ههنا |
| Seyahat etmeyi istediğimiz bir sürü yer vardı... ama buradaki işinin başından ayrılamıyordu. | Open Subtitles | كنا نخطط الذهاب الى الكثير من الأماكن ولكنه كان مشغولا جدا |
| Biliyorum, fakat saklanacak bir sürü başka yer var. | Open Subtitles | أعرف ولكن هناك الكثير من الأماكن للإختباء |
| Sana imreniyorum, bir sürü yer görüyorsun ve birçok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحسدك, لقد رأيت الكثير من الأماكن وتعرف الكثير. |
| Tamam, ama oturabileceğin başka bir sürü yer var. | Open Subtitles | حسنـاً , ولكن هناك الكثير من الأماكن الأخري لذا ربما يمكنك اختيار واحد من هؤلاء |
| Çok özel biri olduğum için benimle çalışmak isteyen bir sürü yer var. | Open Subtitles | لأنني مميزة جدآ يوجد هناك الكثير من الأماكن التي تريد أن تستخدمني |
| Gitmek istediğim bir sürü yer var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأماكن أريد الذهاب إليها |
| Orada gitmeyi istediğim bir sürü yer var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأماكن أريد الذهاب إليها |
| Haritamızda pek çok müzik mekânı var. | TED | فهناك الكثير من الأماكن الموسيقية على خريطتنا. |
| Şimdi, bu yöntemi pek çok yerde uygulamanızı öneririm. | TED | و الآن, أود أن أقترح أنه يمكنكم فعل ذلك فى الكثير من الأماكن. |
| Sanırım bir çok yerde. | Open Subtitles | أنا لا أعرف. في الكثير من الأماكن أعتقد. |
| Bitkiler eş zamanlı olarak bir çok yerde saldırı düzenlediklerine göre merkezi kontrol sistemi gibi bir şey olmalı. | Open Subtitles | , مع مهاجمة النباتات الكثير من الأماكن بوقت واحد يجب ان يكون هناك نظام تحكم مركزي |
| Tanrı aşkına sadece şu ışıkları yak. Burada Çok fazla saklanacak yer yok. | Open Subtitles | بحق الله، أشعل النور، الأمر ليس وكأن هناك الكثير من الأماكن للإختباء |
| Evinde böcek yerleştirmek için çok yer var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأماكن لزرع أداة تنصت في منزله |
| Hadi. Gidebileceği o kadar çok yer varken o Chino'yu seçti | Open Subtitles | . (كان لديها الكثير من الأماكن , هى أختارت (تشينو |
| Oynamak için başka bir sürü yer vardı. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأماكن الأخرى للعب |
| Merak etme, saklanacak bir sürü yer var. Acele et! | Open Subtitles | لا تقلق، هناك الكثير من الأماكن للاختباء، أسرع |