| Geçen hafta ona soğuk ıstakoz yemeyi öğretti. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي علمتها كيف تتناول الكركند البارد |
| Ah, karım her zaman ıstakoz sipariş eder... aşçıbaşına bunu servis yapmadan hemen önce... ıstakozun kıskacına yerleştirmesini... söyler misin? | Open Subtitles | زوجتي دائماً تطلبُ الكركند لذا أيمكنكَ وضعها.. في مخلب الكركند قبل أن تأتي بالطلب إلينا |
| Kahramanımız ıstakoz adamın geldiğini anlamıştır böylece. | Open Subtitles | و الشيء الذي كان يعرفه، أن الرجل الكركند كان في مكان ما في الخارج |
| Bunun gibi ıstakozlar için ufak bir kursum var. | Open Subtitles | أنا أدير أكاديمية صغيرة لأمثاله من الكركند |
| Adam ıstakoz sipariş etmişti, sen burayı çok seversin. | Open Subtitles | لقد طلب الكركند ثم رحل ، وأنتِ تحبين هذا المكان |
| Yerel ıstakoz avcılarından kayıp olan varsa o bilir. | Open Subtitles | إن كان هنالك أي شخص ممّن يصطادون الكركند في عداد المفقودين ، فستعرف |
| Birkaç ıstakoz avcısı, tuzaklarındaki ıstakozların kaybolduğunu bildirmiş. | Open Subtitles | قالت أن بعض صيادي الكركند بلغوا عن بعض الكركند المفقود من شَركهم |
| Sanırım bu ne yediğine bağlı, ...belki-- ıstakoz çorbası olabilir. | Open Subtitles | اعتقد ان هذا يعتمد على ما اكلته ربما ، حساء الكركند |
| Umarım sipariş ettiğim ıstakoz kadar eğlenir. | Open Subtitles | وأتمنى أنه يستمتع مثل الكركند الذي طلبته |
| Cheznous'da iki kişilik ıstakoz siparişi "Arkadaş ile akşam yemeği" değildir. | Open Subtitles | تناول الكركند في شي نو ليس عشاء مع صديقة |
| Ben bütün günümü plajda suçlularla ıstakoz yiyerek geçirmedim. | Open Subtitles | لم اقض يومي كله على الشاطئ أراقب الكركند مع المجرمين |
| Üniversite güvenliği battaniyenin altında ne var derse ıstakoz tuzağı diyeceksin. | Open Subtitles | ان سأل الحارس في الجامعة ماذا يوجد تحت البطانية اخبره انها مصائد الكركند |
| Sıkıcı ıstakoz Lulu ölüm görevine gönderildi. | Open Subtitles | لقد أرسلت ذلك الكركند المسكين في مهمة انتحارية |
| Aracı kişilerle uğraşmak zorunda kalmadığımız için emeğimin karşılığı olarak direkt ıstakoz alabildim. | Open Subtitles | كنت قادرا على مقايضة كل هذا الكركند لاننا اخرجنا الوسيط. |
| Şimdi ben gittikten hemen sonra ıstakozlar bitecek. | Open Subtitles | الآن سينفذ منكم الكركند عندما أغادر مباشرة |
| O sikik ıstakozlar için para ödemeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن إن عثرت عليه أخبره أنني لن أدفع ثمن ذلك الكركند. |
| Şimdi ıstakozu al ve ona sıcak bir banyo yaptır. | Open Subtitles | . الآن أحضري هذا الكركند و أعطيه حماماً لطيفاً ساخناً |
| Ama siz buna dönüştünüz işte. Burada oturmuş yengeç yiyorsun. | Open Subtitles | و لكن هذا ما غدوتم عليه تجلسون هنا و تأكلون الكركند |
| Gergedan engereği zehri insana kim bilir neler yapar. | Open Subtitles | حسناً، الله وحدة أعلم بما يفعلة سم أفعى الكركند لأي أحد، حسناً؟ |
| Istakoza bayılırım. | Open Subtitles | بالطبع. أحب الكركند |
| Sorduğum için kusura bakma ama nerede benim aptal ıstakozum? | Open Subtitles | ... اسمح لي بالسؤال أين ذلك الكركند بحق الجحيم ؟ |
| Yarın gece, sen ıstakozunu yersin, ben de seni. | Open Subtitles | ليلة الغد، ستأكلين الكركند وأنا سآكلك |
| Istakozlara bayılacaksın. Mick, sana yardım edeyim. | Open Subtitles | سوف تحبين الكركند "ميك " ، دعنى أساعدك |
| Bu ıstakozların üç günlük olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسنٌ، سأقول بأنّ حيوانات الكركند هذه ميّتة منذ ثلاثة أيّام |
| Yoksa leziz mi leziz domuz etli ıstakozlu patates püresine mi? | Open Subtitles | أو طبق الكركند و اللحم المقدد و البطاطا المهروسة ؟ |
| Yaptığından utanmalısın. Baban sofraya o ıstakozları koyabilmek için çok çalışıyor. | Open Subtitles | يجب أن تخجل من نفسك، والدك يكد كي يوفر لنا الكركند |