| Fırına gidip bana ballı çörek alır mısın? | Open Subtitles | هل تود مني ان اذهب خارجا الى المخبز وربما احصل على بعض الكعك المحلى |
| Ya kafede bedava çörek veriyorlar, ya da yoğun bakımda Asyalı fahişe fuarı var. | Open Subtitles | إما أنهم يوزعون الكعك المحلى مجانا في المقهى أو أن هناك عاهرة من أصل آسيوي في وحدة العناية المركزة |
| Bu kadar çok çörek yememizin sebebi de bu. | Open Subtitles | هناك سبب حقيقي لكثرة تناولنا الكعك المحلى |
| Bolca lif içeren kepekli mısır gevreğini yiyebilirsiniz veya çikolatalı Donut. | TED | بإمكانك أن تتناول الحبوب الغنية بالألياف أو الكعك المحلى بالشوكولاتة. |
| Dürüst olmak gerekirse, yataktaki sıkıcı, tatlı, o yanık pankekleri tercih ederim. | Open Subtitles | أعني لأكون صادقة أنا حقاً أفضل الأيام اللطيفة و المملة مع الكعك المحلى و الفراش أنت تعرف ما أعنيه ؟ |
| Ama biz Yemişliçörek satmıyoruz.., ne şimdi, ne de sonra. | Open Subtitles | لكننا لا نبيع "فطيرة الكعك المحلى"، لا الآن ولا لاحقاً |
| Dışarı çıkmışken bir kaç çörek getir. | Open Subtitles | حسناً , لا تنسى إحضار بعض الكعك المحلى و أنتَ بالخارج |
| Bir kaç çörek alır, arkama yaslanır, bu eğlencenin keyfini sürerim. | Open Subtitles | لقد جلبت بعض الكعك المحلى للتو وسأجلس وأستمتع بالعرض |
| Bir kutu daha çörek aldım, isteyen... | Open Subtitles | لدي صندوق ثاني من الكعك المحلى إذا أراد أيّ أحد |
| Buraya geldiğimizden beri çok fazla çörek yiyorsun. | Open Subtitles | أنت تتناول كمّية مفرطة من الكعك المحلى في هذه الرحلة. |
| Bir sürü kişiyle odasına gittik, ona dergi, yiyecek, çörek gibi bir şeyler hepimiz konuşuyorduk ve bize harika hikayeler anlatıyordu. | Open Subtitles | لذلك الكثير منا ذهب لغرفتها كي يعطيها المجلات والوجبات الخفيفة وتعرفين الكعك المحلى والامور التافهة |
| Jitters'da çörek satmaya başladık, bugün iki tane yedim. | Open Subtitles | بدأنا ببيع الكعك المحلى في المحاضرات، وأكلت اثنين اليوم، إذا لم أتخرج قريباً |
| Ya da mutfağa birkaç bayat çörek için baskın yapabiliriz. | Open Subtitles | ليس كأنني أملك ما أقدمه. أتعلم، يمكننا أن نُغير على المطبخ من أجل بعض الكعك المحلى القديم. |
| Burada kal. Gidip adamlarımın çörek yeme molasında olmadıklarından emin olmalıyım. | Open Subtitles | إبقي هنا، أريد أن أتأكد من رجالي بأنهم ليسوا على إستراحة الكعك المحلى. |
| Bir sorunun var. çörek almanı istiyorlar. | Open Subtitles | لديك مشكلة، يريدونك ان تتناول الكعك المحلى |
| Tamam, çörek görüşmesi için bastır. Elinden geldiğince onları oyala. | Open Subtitles | حسناً أجلي موعد الكعك المحلى ماطليهم بقدر ما تستطيعي |
| Mısır gevreği sizin için daha iyi, Donut'un tadı çok daha iyi, ama işin sonunda hiçbiri diğerinden daha iyi değil, zor bir seçim. | TED | إن الحبوب أفضل بالنسبة لك، الكعك المحلى طعمه أفضل بكثير، وعمومًا فإن كليهما ليس بأفضل من الآخر، خيار صعب. |
| kırsalda yaşayan biri olmaya karar verebilirsiniz ve ben de siyah çorap giyen, şehirde yaşayan, Donut seven bir sanatçı olmaya karar verebilirim. Zor seçimler karşısında ne yaptığımız | TED | من الممكن أن تقرر أن تكون لابسًا للجوارب الوردية، عاشقًا للحبوب، مصرفيًا يعيش في الريف، ومن الممكن أن أقرر أن أكون لابسًا للجوارب السوداء، حضريًا، فنانًا يعشق الكعك المحلى. |
| Dürüst olmak gerekirse, yataktaki sıkıcı, tatlı, o yanık pankekleri tercih ederim. | Open Subtitles | أعني لأكون صادقة أنا حقاً أفضل الأيام اللطيفة و المملة مع الكعك المحلى و الفراش أنت تعرف ما أعنيه ؟ |
| Ama biz Yemişliçörek satmıyoruz.., ne şimdi, ne de sonra. | Open Subtitles | لكننا لا نبيع "فطيرة الكعك المحلى"، لا الآن ولا لاحقاً |
| Bu çörekler mide bulantımı giderir mi yoksa daha kötü mü yapar? | Open Subtitles | هل تعتقد ان الكعك المحلى سوف يساعد غثياني او تعتقد سوف يؤذيه ؟ |
| Anneniz mutlu olsun diye kimseye tatlı çöreklerden bahsetmiyoruz. Tamam mı? | Open Subtitles | لا نخبر أحداً عن الكعك المحلى لنسعد أمي، اتفقنا؟ |