| Duymanızı istemedikleri şey başpiskoposun, Katolik Kilisesi adına yapmış olduğu yatırımlar. | Open Subtitles | لا يريدونكم أن تعرفوا أن القس قد إستثمر لصالح الكنيسة الكاثوليكية |
| Wall Street Journal'a göre Katolik Kilisesi geçtiğimiz yıl 97 milyon dolar topladı. | TED | الكنيسة الكاثوليكية صرفت 97 بليون دولار في العام الماضي وفقا لصحيفة وول ستريت جورنال |
| Floransalı bir asker ve politikacı olan Dante, Tanrıya bütünüyle sadıktı ama Roma Katolik Kilisesi tarafından sıklıkla eleştiriliyordu. | TED | كان دانتي جنديًا ورجل دولة من فلورنسا، ومخلصًا لله بشدة، ولكن كان غالبًا ما ينتقد الكنيسة الكاثوليكية الرومانية. |
| Başpiskoposun Roma Katolik Kilisesine yatırımda bulunduğunu bilmenizi istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يريدونكم أن تعرفوا أن القس قد إستثمر لصالح الكنيسة الكاثوليكية |
| Belçikali muhalefet, Katolik kilisesinin basi Kardinal Mercier tarafindan cesaretlendirildi. | Open Subtitles | كان يقود المعارضة البلجيكية ، رئيس الكنيسة الكاثوليكية الكاردينال : ميرسير رسالته التي تدعى : |
| Katolik Kilisesi Kopernik'in bu çalışmasını daha sonra yasaklı kitaplar listesine koydu. | Open Subtitles | فى وقت لاحق قامت الكنيسة الكاثوليكية بوضع عمل كوبرنيكوس على قائمتها للكتب الممنوعة |
| Katolik Kilisesi seni de annem gibi hoşgörüsüz yapmış. | Open Subtitles | لقد جعلتك الكنيسة الكاثوليكية ضيقة الافق مثل أمى |
| Katolik Kilisesi. Birkaç değişiklik yaptık. | Open Subtitles | الكنيسة الكاثوليكية, لقد قمنا ببعض التغييرات |
| Eğer yanıt vermezseniz Katolik Kilisesi cemaatini bundan haberdar edecektir. | Open Subtitles | وعناوينهم ان لم تتخذ إجراءاً فإن الكنيسة الكاثوليكية ستعلم المؤمنين بما يجري |
| Ama aslında, bu zor zamanlarda... ..Katolik Kilisesi 36 yaşındaki umutsuz, bekar bir kadın gibi alabileceği herşeye razı olmuş durumdaydı. | Open Subtitles | تكون الكنيسة الكاثوليكية بائسة كعازبة في الـ36، مستعدة للقبول بأيما قد يأتيها |
| Troy bugün gelmek isterdi ama Katolik Kilisesi ve Aids gerçeğinin gizli anlaşması sayesinde gelemiyor. | Open Subtitles | تروي كان يحب أن يأتي الليلة لكن شكراً على مؤامرة الصمت هذه بين الكنيسة الكاثوليكية والمحافظون |
| Fakat binlerce vakanın birinde insanlar iyi hissetmek istiyordu ve Katolik Kilisesi de bunu bir avuç mucize olarak tanımlıyordu. | Open Subtitles | لكن من بين آلاف الناس الذي يدعون بأنهم تحسنوا الكنيسة الكاثوليكية تقر بحفنة معجزات معينة |
| Katolik Kilisesi ilmihali, azizleri örnek hayat süren kişiler olarak tanımlar. | Open Subtitles | ان الأسس التي تعتمد عليها الكنيسة الكاثوليكية لتعريف القديس هو أنه الشخص الذي عاش حياة مثالية |
| Katolik Kilisesi'nin istismarlarına karşı ayaklanma olarak başlamıştı. | Open Subtitles | لقد بدأت بثورة ضد الانتهاكات التي ارتكبتها الكنيسة الكاثوليكية |
| Reform hareketi Katolik Kilisesi'nin gücünü zedelemişti. | Open Subtitles | كانت الحركة الإصلاحية تتحدى قوة الكنيسة الكاثوليكية |
| Hepimiz bu ülkedeki insanların çoğunun... ve medyanın, Katolik Kilisesine bakış açısını biliyoruz. | Open Subtitles | كلنا نعلم كم الاغلبية والاعلام فى هذه البلاد فى الكنيسة الكاثوليكية |
| Öyle olsaydı, hiç kimse Katolik Kilisesine katılmazdı. | Open Subtitles | إذا تلك كانت الحالة، لا أحد سينضمّ إلى الكنيسة الكاثوليكية أبداً. |
| Katolik kilisesinin idam cezasına karşı gelmesini eleştirdi. | Open Subtitles | انتقدَ مُعارضَة الكنيسة الكاثوليكية لعقوبة الإعدام |
| Kehanetlerini 17.yy'da güney Fransa'da yazmıştı, kraliyet ailesinin veya Katolik kilisesinin sorgulanması, idam.. | Open Subtitles | حيث كان إنتقاد الأسرة الحاكمة أو الكنيسة الكاثوليكية جريمة , عقوبتها الموت و قد دفعه ذلك لأن يتوخى الحذر |
| Ama bir kaç yüzyıllık kargaşadan sonra karşında kutsal Katolik Kilisesini görüyorsun. | Open Subtitles | ولكن ,اترك هذه النبؤة عدة قرون حتى تنضج وبعد ذلك تعلم أنه سيصبح لديك الكنيسة الكاثوليكية المقدسة |
| Katolik Kilisesindeki en yüce makam avucunuzun içinde. | Open Subtitles | المنصب الأعلى في الكنيسة الكاثوليكية ضمنياً هو من نصيبك. |
| Ripon'daki Katolik kilisesinde ayarlandı. | Open Subtitles | الأمر كلهُ رُتب مع الكنيسة الكاثوليكية في "ريبون" |
| Katolik kilisesinden nefret eden bir katolik. | Open Subtitles | الكاثوليكي الذى يكره الكنيسة الكاثوليكية. |