| Sadece Kübalılar için genel af vardı o yüzden ailem yalan söyledi. | Open Subtitles | لم يكن هناك سوى الكوبيين الذين يحصلون على عفو، لذا كذب والديّ |
| Bir hikaye de olabilir, sadece çılgın Kübalılar da. | Open Subtitles | هل هي قصة جديرة بالنشر؟ أم هم مجموعة من الكوبيين المجانين؟ |
| O piç kurusunun Domuzlar Körfezinde... ölüme ve işkenceye mahkum ettiği binlerce Kübalı için ağlayan yok ama. | Open Subtitles | لم أرى أحد يبكي لآلاف الكوبيين الذين حكم عليهم ذلك الوغد بالإعدام والتعذيب في خليج الخنازير |
| Kübalı mültecilerle kavga çıkarınca tutuklanmış. | Open Subtitles | في مشاجرة مع الكوبيين فى المنفي المناهضين لكاسترو |
| Plan, Küba'nın tekrar işgali için Kübalı mültecileri eğitmekti. | Open Subtitles | كانت الفكرة لتدريب هؤلاء المنفيين الكوبيين لغزو آخر لكوبا |
| Kübalıların onu vurmasını engellemeyi başardık. | Open Subtitles | إستطعنَا مَنْع الكوبيين مِنْ إطلاق النار عليه |
| 48 saat sonra, Kübalılardan biri onu arıyor. | Open Subtitles | بعد 48 ساعة احد الكوبيين أعاد الإتصال بها |
| Jerry, biraz önce Kübalıları otobüs durağından aldım. | Open Subtitles | جيري، استقبلت الكوبيين تواً من محطة الحافلات. |
| Kübalılar girip çıkardı. Tanrım, hepsi de birbirine benzerdi. | Open Subtitles | الكوبيين يحضرون والمسيحيون بدوا جميعا متشابهين |
| Kübalılar ve Ruslar Amerika'nın gerçekten de Küba'ya saldırma niyetinde olduğuna inanıyorlardı. | Open Subtitles | لكن الكوبيين والروس، كما صرحوا لاحقًا، اعتقدوا أن الولايات المتحدة كانت تنوي فعلًا مهاجمة كوبا |
| Kübalılar vatandaşlık belgeleri hakkında yardım almak için gider. | Open Subtitles | حيث يتلقى الكوبيين مساعدات في أوراق المواطنة |
| Bu Kübalılar buraya gelip işlerimizi, kaynaklarımızı çalıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الكوبيين يأتون إلى هنا ويسرقون أعمالنا |
| "Domuzlar Körfezinden sonra bir Kübalı, Kennedy'yi öldürmeliydi." | Open Subtitles | كان ينبغي أن يقتله أحد الكوبيين بعد خليج الخنازير |
| İlkin, Kübalı mültecilerin Başkanı öldürdüğünü duyduk. | Open Subtitles | أولا , سمعنا أن المنفيين الكوبيين قتلوا الرئيس |
| Sen Florida'dayken, benim purocu benim için seninkilere Küba şeylerinden bırakabilir mi? | Open Subtitles | اسمع، وأنت في فلوريدا، هل يمكن لصديقي رجل السيغار أن يترك بعض الكوبيين في منزل والديك؟ |
| Kramer, onun için Küba purosu getireceğinizi söylemişti. | Open Subtitles | قال كرايمر إنه يريد منّي أن أجلب له بعض الكوبيين. |
| Guatemala ormanlarında gizli bir üste Amerikalı CIA ajanları, Kübalı sürgünleri Küba'yı işgal etmeleri için eğitiyorlardı. | Open Subtitles | ،في قاعدة سرية بأدغال غواتيمالا كان وكلاء المخابرات المركزية الأمريكية يدربون المنفيين الكوبيين لغزو كوبا |
| Aslında, işimiz bittikten sonra Kübalıların yerine gidebiliriz. | Open Subtitles | بالمناسبة، يتوجّب علينا المضي لحيّ الكوبيين بعد هذا |
| Senin Kübalıların, Rusların kadar açgözlü ve ikiyüzlü. | Open Subtitles | جماعتك الكوبيين جشعين ومنافقين تماماً مثل جماعتك الروس |
| Herkes Kübalılardan bahseder, ama üstün kaliteli sigarayı Dominikliler yapar. | Open Subtitles | يتكلم الجميع عن الكوبيين ولكن الدومنيكان يصنعون أفخر السيغار. |
| Jerry, biraz önce Kübalıları otobüs durağından aldım. | Open Subtitles | جيري، استقبلت الكوبيين تواً من محطة الحافلات. |
| Castro aleyhtarı Kübalılarla kavga ettiği için tutuklanmıştı. | Open Subtitles | وكان قد اعتقل فى مشاجرة مع الكوبيين مناهضى كاسترو |
| Kübist ressamlar gibilerdir. | Open Subtitles | انهم مثل... الرسامين الكوبيين |