| dirsek, kaburgalar, boyun hatta karın boşluğu ve diğer noktalar. | Open Subtitles | الكوع, الاضلاع, الرقبة متضمنة الضفيرة الشمسية و أماكن كثيرة اخرى |
| Bu dirsek sizi her sabah 8:13'ü kaçırmaktan kurtarıyor. | Open Subtitles | هذا الكوع هو الذى يجعلك لاتنسى مواعيد كل الصباح |
| "dirsek ucundan" başlamalıydım. | Open Subtitles | هذه اللعبة صعبة جداً. علمت بأنه كان عليّ إختيار عظمة الكوع. |
| Arada bir de batırmak için hamle etmeli ya da dirseğini kullanmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تضرب من السن أو تأرجح من الكوع أحياناً |
| Bileğini döndürüyorum ve sol kolumla, dirseğine baskı uyguluyorum. | Open Subtitles | اقلب رسغها واقوم بحركة إغلاق اليد بيدي اليسرى فوق الكوع مباشرتاً |
| Biri nasıl oluyor da tenisçi dirseği oluyor? | Open Subtitles | بالامراض المعدية كيف يمكن لشخص ما ان يحصل على تنس الكوع |
| Sol kol dirsekten kopmuş. Göğüs ve karında travma var. | Open Subtitles | قُطعت ذراعه اليسرى عند الكوع صدمة حادة في الصدر والبطن |
| Özellikle de bu yönetim kıçıyla Dirseğinin yerini ayırmakta güçlük çekiyorsa! | Open Subtitles | خصوصا عندما تكون الإدارة تمر بأزمة في تحديد مكان المؤخرة من الكوع |
| Bir takım düşmeler, bazı berelenmeler, dirsek ve dizlerde dikişler. | Open Subtitles | لكي أكون صريحاً ، لقد تمت أذيته بشدة سقطات ، وكدمات غرز في الكوع والركبتين |
| Aslında dirsek ameliyatı olmuştum. | Open Subtitles | لا أعرف في الحقيقة للتو انا حصلت على جراحة في الكوع |
| - Şimdi dirsek boruyu bağlaman gerekiyor... | Open Subtitles | ـ حسناً ,من أجل الخطوة التالية أنتِ بحاجة تثبيت أنبوب الكوع ـ حسناً |
| dirsek kazası nedeniyle ilk sefer için A eksi, ama sonrası için A artı. | Open Subtitles | 18تنقيط المرّة الأولى، بسبب حادثة الكوع لكن بعدها 20 |
| Sağ ön kol ve dirsek kemiklerinde ölüm anına ait yaralanma kanıtlarını görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع رؤية دلائل على جروح زمن الوفاة في قشرة سطوح أعلى و وسط الكوع الأيمن |
| Söylediğim gibi, dirsek hariç her şey mevcut. | Open Subtitles | . أنا اؤكد لك ، هو يحمل كل الصفات ماعدا الكوع |
| Tamam, bunu daha yeni öğrendim. Yatay dirsek vuruşu deniyor. | Open Subtitles | حسناً لقد تعلمت هذه إنها تسمى ضربة الكوع الأفقية |
| Ayrıca sağ koldaki dirsek eklemi ile omuz arasındaki derinin bir kısmı kesilmiş. | Open Subtitles | مثل مطرقة لكن جانب من الجلد استأصل في المنطقة العليا من اليد بين الكوع |
| Eğer dirseğini bükmemişse, kolunu uzattığı yerden olmuş. | Open Subtitles | إذا إمتد إلى الكوع فقد كانت من الواضح تصل إلى شيء |
| Sonra topu atarken sağ dirseğini vücudunun önüne getir ve kalçalarını çevir. | Open Subtitles | ثم ماستفعلينه هو إبقاء الكوع الايمن أمام الجسد وأنتِ تؤرجحين، ثم قومي بتدوير هذا الحوض. |
| Sadece bir kadının dirseğine dokunmuş ki bu kadının bu olaydaki tavrıyla ilgili tezatlar açısından Leydi Matheson'la aynı fikirdeyim. | Open Subtitles | حسناً ، بصرف النظر عن كدمات الكوع التى تسبب بها لإمرأة معينة و التى كانت دوافع شكواها ، أتفق مع السيدة "ماثيسون " ، هى موضع تساؤل |
| Tam dudağının üstüne dirseği yedi. Başlığı kafasından çıktı. | Open Subtitles | و من ثم حصلت على ضربة من الكوع الايمن في شفتها، مما القى بقناعها |
| Ayak ölçüsü, kolun dirsekten bileğe kadarki kısmıyla eşittir. | Open Subtitles | هل تعلم ان حجم قدمك يكون كحجم ذراعك من الكوع الي الرسغ؟ |
| Sevgili meslektaşlarım, sol Dirseğinin üstünde ne olduğunu görelim. | Open Subtitles | الزملاء الأعزاء، دعونا نرى ما مربوطة... حول الكوع الأيسر هذا الزميل، نحن العرب؟ |
| O gece küçük yumruğumu deliğine sokup dirseğime kadar çevirip sıkabilirsem beş dolar benimdi. | Open Subtitles | في تلك الليلة الخمس دولارات كانت لي استطيع ادخال يدي الصغيرة في مؤخرته الى الكوع |
| Yeşil elbisenizin de dirsekleri aşınmış. | Open Subtitles | و الفستان الأخضر قد استهلك عند الكوع |