Hatta, yatakta yatarken bir gece içinde bile bir kişi için yoğun bağlılık duygusundan başka biri için aşka kayabilirsiniz. | TED | في الواقع، يمكنك الإستلقاء على الفراش في الليل وتتبادل مشاعر عميقة للتعلق مع شخص لمشاعر عميقة للحب الرومانسي لشخص آخر. |
Burada tabii ki bir yol var, ki bu da gece geç saatlere kadar oturup bütün haberleri okuyarak bütün gerçekleri ezberlemek. | TED | هناك، بالطبع، طريقة واحدة، وهي الجلوس لوقت متأخر من الليل وتعلم كل الحقائق عن ظهر قلب من خلال قراءة كل هذه التقارير. |
Ne sıklıkla? Yatakta benden iyi mi?-- sadece daha fazla acıya neden olan sorular ve gece uykunuzu kaçıran. | TED | كم مرة؟ هل هي أفضل مني فى السرير؟ أسئلة لا تنتج إلا المزيد من الألم وتبقيك مستيقظا طول الليل |
Miami'de, bunun anlamı ateşli DJ'lerle gece partileri anlamına geliyor ve içeri girmenin tek yolu kayıtlı seçmen olduğunuzu göstermek. | TED | في ميامي، هذا يعني حفلات طوال الليل مع منسقي أغاني رائعين حيث الطريقة الوحيدة بالدخول هي بإظهار أنك مُسجل للتصويت. |
gece görüntüsüne dönersek, Çin'de kuralların çarpıcı bir şekilde değişmesine neden olan sürece dair bir ipucuna sahip olabiliriz. | TED | إذا عدنا إلى خريطة الليل ، يمكنك رؤية دليل العملية التي أدت إلى تغيير جذري في القوانين في الصين. |
Dün sarhoş oldun, bütün gece sarhoş kaldın ve halen sarhoşsun! | Open Subtitles | كنت ثملاً بالأمس ، وكنت ثملاً طوال الليل وما زلت ثملاً |
gece yarısından sonra polisin orada olması için Lepic'i ikna et. | Open Subtitles | اسمع أقنع ليبس أن تكون الشرطه فى الفيلا بعد منتصف الليل |
Ama, gece geç saatlerde... sabaha karşı 04.00 suları, "ayırma hattı" dediğim zamandır. | Open Subtitles | و لكنه الليل ، و الوقت متأخر إننى اسمى الرابعة صباحاً الحد الفاصل |
Bu konuda espri yapabilirsin, ama sen ortadan kayboldun diye adamları bütün gece at sırtında gezdirmek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنت يمكن أَن تنكّت حوله الآن، لكنك حصلت لنفسك على الخسارة وأنا أبقى الرجال خارجاً يركبون ظهورهم طوال الليل |
Bir vakitler kasvetli bir gece yarısı düşünürken yorgun, bitkin unutulmuş eski ilimlerin garip ve acayip kitap ciltleri üzerine ben- | Open Subtitles | كنت مكتئبا عندما حل نصف الليل بينما كنت أتأمل وأنا مرهق وضعيف في كثير من ا لعلوم المنسيه التي أثارت فضولي |
gece uzun, feza sonsuz ama dünya küçük, hele insanlar! | Open Subtitles | الليل طويل, هائل, أزليّ أما الأرض فصغيرة و الناس صغار |
Haydi, gözleri kapatan gece zavallı günün müşfik gözlerini bağla. | Open Subtitles | تعال أيها الليل المعمى واعصب العين الحنون عن النهار الرؤوف |
Bütün gece seni beklediğimi söylediğimde karım da aynen böyle diyecek. | Open Subtitles | ذلك الذي ستقولة زوجتي، عندما أخبرها بانني كنت انتظرك طوال الليل. |
gece yarısından önce olmuş olmalı, doktorun düşüncesi bu, ölüm sertliğine bakarak. | Open Subtitles | لابد أنه حدث منتصف الليل كما يقول الطبيب بناءَ على تيبس الجثة |
Polisler bütün gece bu arabayı aradıysa tıpkı ona benzer bir taneyi bulacak. | Open Subtitles | . الشرطة تبحث عن تلك السيارة طوال الليل الآن شاهدوا واحدة مثلها تماماً |
Çabuk dön. Döner dönmez ararım. gece yarısı bir şeyler atıştırmak hoş olur. | Open Subtitles | أنا هرن الجرس حالما يمكنني وجبة خفيفة لمنتصف الليل قَدْ تَكُونُ الشيء المطلوب. |
Ve barikatlara ek olarak... ..bütün gece sokaklarda devriye gezmenizi istiyorum. | Open Subtitles | إضافة إلى إغلاق الطرق أريد دوريات الطرق أن تجوب طوال الليل |
Cezalandıracaktım onları. Bütün gece saklanmaya karar verdim. Beni merak edip pişman olacaklardı. | Open Subtitles | أردت معاقبتهم, لذا اختبأت طوال الليل اعتقدت بأنهما سيكونان آسفان على ما فعلاه |
Bütün gece şikayet geldi durdu. Allah bilir içeride neler oluyor. | Open Subtitles | لقد تلقيت مكالمات طوال الليل الله وحده يعلم ماذا يفعلون هناك |
Geri dönsek iyi olur. Karanlık basacak ve çoğunlukla gece geliyorlar. Çoğunlukla. | Open Subtitles | يجب أن نعود لان الظلام سيحل والمخلوقات تهاجم فى الليل بشكل خاص |