| beyin göçü ile en eğitimli ve nitelikli olanların gitmesi ve bir daha geri dönmemesi. | TED | هجرة الأدمغة، حيث جميع أفضليه المتعلمين و المؤهلين يخرجون و لا يعودون أبدا. |
| Yüksek eğitim için nitelikli öğrenciler, parası yetenler, okumak isteyenler, gidemiyor çünkü edepli değil, bir kadın için uygun yer değil. | TED | الطلاب المؤهلين للتعليم العالي بمقدورهم الدفع و يريدون التعلم و لا يستطيعون ذلك لأنه ليس لائقاً ليس مكاناً للمرأة. |
| Öncelikle, söylediğim gibi, bir sürü ülkede yeterince nitelikli öğretmenimiz olmadığı için. | TED | بادئ ذي بدء، كما أخبرتكم، بسبب أنه في العديد من الدول، ليس لدينا عدد كاف من الأساتذة المؤهلين. |
| Hani, senin için seçkin erkekler bakıyorum demiştim ya. | Open Subtitles | قلتُ أنني سأبقي عيني مفتوحة للرجال المؤهلين |
| Bizim kalifiye hocalarımızdan daha yetenekli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | و الذي يدَّعي أنه بإمكانه التدريس أفضل من أساتذتنا المؤهلين |
| Ulusal piyango, elverişli aday havuzundan rastgele olarak 200 kadın seçecek. | Open Subtitles | اليانصيب الوطني سيختار 200 سيدة بصورة عشوائية من بين المرشحين المؤهلين |
| - nitelikli insanlar yatırım yapmakla ilgilenir ve yatırım için paraları vardır. | Open Subtitles | المؤهلين المؤهلون هم المهتمون بالاستثمار |
| Söyle bakalım, seni nitelikli diğer adaylardan farklı kılıp tercih etmemizi sağlayacak şey nedir? | Open Subtitles | أذاً لماذا يجب أن نوظفك على أي من المتقدمين المؤهلين |
| Sadece özel bir yetenek veya marifetle değil aynı zamanda Walter'ın şurada duran daha üstün nitelikli başkan yardımcısından daha önde olmasından dolayı | Open Subtitles | ليس من خلال ثمة جدارة ملحوظة، لكن بسبب أنّه كان التالي بالصف بدلاً من العديد من المؤهلين لنيل منصب نائب المدير الواقفين هُنا. |
| Bildiğin gibi senin departmanında yeterli sayıda nitelikli adayımız mevcut. | Open Subtitles | كما تعلمين لدينا ما يكفينا من المرشحين المؤهلين للوظيفه التي في قسمك |
| Benden çok daha nitelikli insanlar var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشخاص المؤهلين أكثر مني. |
| Ama yine de, sizin gördüğünüz en nitelikli aday olduğumu hayal edemiyorum. | Open Subtitles | ولكن لا يزال, لا أستطيع أن أتخيل أنني أفضل المؤهلين الذين قد رأيتهم. |
| Gözlemlemek için buradayım biliyorum ama bana kalırsa işi en nitelikli kişi almalı. | Open Subtitles | أعرف أنني ينبغي أن يحضر فقط، و لكن أعتقد أن هذه المهمة يذهب إلى الشخص بي ש المؤهلين. |
| Bu saatle çalışacak kadar nitelikli olan çok az saatçi var. | Open Subtitles | هناك بعض الساعاتيين المؤهلين للعمل مع هذه الساعة |
| Gönüşüre göre Kenneth'in eğitim alması gerekiyor ve nitelikli adayların olduğu bir dünyada ilçe bu eğitime harcanacak masrafı gerekçelendiremiyor. | Open Subtitles | اتضح أن هناك تمرين يجب أن يأخذه كينيث و فى عالم يوجد به الكثير من المرشحين المؤهلين المقاطعة لا تستطيع تحمل التكاليف |
| Mystic Falls'un en seçkin bekarlarından biri olduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين أنـّي أحد أفضل المُتطوعين المؤهلين فى بلدة "شلالات (ميستيك)" ؟ |
| Nişanlım zeki, yakışıklı ve Washington'un en seçkin bekarlarından biri. | Open Subtitles | واحدة من الأكثر المؤهلين في (دي سي) |
| - Hadi ama. Nişanlım zeki, yakışıklı ve Washington'un en seçkin bekarlarından biri. | Open Subtitles | واحدة من الأكثر المؤهلين في (دي سي) |
| Anatomi Kanunu, bu ülkede tıbbın yalnızca kalifiye ve ruhsatlı profesyoneller tarafından uygulanmasını sağlayacak. | Open Subtitles | قانون التشريح سيضمن أن الطب في هذه البلاد سيتم مُمارسته فقط من قبل المؤهلين والمُعتمدين |
| Muhtemelen geri ödeyemeyecek olan, fakir, kalifiye olmayan başvuru sahiplerini, ...kredi almaları konusunda ikna ettiğiniz bir gerçek değil mi? | Open Subtitles | أليس من حقيقة أنك تقنع الفقراء، المتقدمين غير المؤهلين لأخذ قروض لا يمكنهم سدادها؟ |
| En fazla kalifiye olan üç elemanı işe almak. | Open Subtitles | توظيف أكثر المرشحين المؤهلين تأهيلا عاليا الثلاثة. |