| Tamam, bunu kisa zamanda yapmaliyiz cunku boru biraz sizinti yapmaya basladi. | Open Subtitles | حسنًا، ينبغي علينا ان نفعلها قريباً بسبب ان الماسورة قد تهرّب اكثر |
| boruyu sökmek için kullanacaksan buyur yoksa kaldır şunu. | Open Subtitles | إن لم تكن ستستخدم مديتك في تحطيم الماسورة فالق بها |
| Sen o Borunun dibinde iğrenç birşey var mı yok mu onu görmek istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تريد فقط العودة هناك لترى إذا كان هناك شيء سيئ في نهاية تلك الماسورة |
| Uzun Namlu, kısa çekiç düşümlü ve 230 tanecikli mermilerle doldurdum. | Open Subtitles | فية الماسورة طويلة، و الابرة قصيرة. و يحمل بحبوبِ 230 دورات الرقعةِ الكاملةِ. |
| Şarjörü altı mermi alır, Namluda da bir tane. | Open Subtitles | به ست طلقات فى الخزنة وطلقة فى الماسورة. |
| Bu kadar umursamaz olamazsın. -Kendinizi şu boruya kelepçeleyin. | Open Subtitles | فربما لا تكترث أنت َ للأمر ــ قيدوا أنفسكم فى هذه الماسورة |
| O borudan bir kıvılcım geldiğinde, bu tank patlayacaktır. | Open Subtitles | سنلف المشاعل حول البرميل ثم نربطهما سوياً أعلى تلك الماسورة |
| Av tüfeği mi, uzun mu yoksa kısa namlulu pompalı mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين بندقية صيد , قناصة كاملة التجهيز أو بندقية قصيرة الماسورة ؟ |
| Tüm silahlar burada, tabanca, ip, İngiliz anahtarı, kurşun boru. | Open Subtitles | كانمعناجميعاًهذه الأسلحة،المسدس، الحبل ، المفتاح ، الماسورة |
| Dün gece, yukarıdaki bir boru patladı ve her yer göl oldu. | Open Subtitles | ليلة أمس، انفجرت الماسورة و أغرقت المكان |
| Dün gece, yukarıdaki bir boru patladı ve her yer göl oldu. | Open Subtitles | ليلة أمس، انفجرت الماسورة و أغرقت المكان |
| Eğer boruyu tekrar eritirsem bir tuhaflık olduğunu anlarlar. | Open Subtitles | إن حطمت هذه الماسورة ثانيةً فسيثير هذا شكهم |
| Bu iğrenç galvanize boruyu evinin altından çıkardım. | Open Subtitles | لقد أخرجت تلك الماسورة المثيرة للإشمئزاز من أسفل منزلك |
| Erkekler boruyu tamir etmemek için binbir bahane buluyorlardı. | Open Subtitles | وقام الرجال بحيل كثيرة ليتجنبوا إصلاح الماسورة |
| Borunun girişini örten duvarın bu kısmını kırıp geçebileceğiz. | Open Subtitles | سنتمكن من عبور الجزء من الجدار الذي يغطي مدخل الماسورة |
| Borunun girişini örten duvarın bu kısmını kırıp geçebileceğiz. | Open Subtitles | سنتمكن من عبور الجزء من الجدار الذي يغطي مدخل الماسورة |
| Namlu hafif titanyumdan yapılmıştır. Dürbünü lazerli. | Open Subtitles | الماسورة مصنوعة من التيتانيوم الخفيف والسلاح مزود بمنظار لايزر سويسري |
| Şarjörü altı mermi alır, Namluda da bir tane. | Open Subtitles | به ست طلقات فى الخزنة وطلقة فى الماسورة. |
| Gardiyan odasının altındaki boruya eriştiğim zaman, bu çok kolay olacak. | Open Subtitles | عندما نخترق الماسورة أسفل حجرة الحراس ستصبح الأمور أسهل |
| Kilisenin bodrumuna bağlanan bir borudan aşağıya bir ceset attığını gördük. | Open Subtitles | رأيناهيرميالجثةفيأسفل الماسورة... لقد تخلّص منه في قبو تلك الكنيسة القديمة ... |
| Babam çift namlulu ile çalışacağımı söylemişti. | Open Subtitles | قال أبي أنني من المفترض أن أتدرب على المسدس ذي الماسورة المزدوجة |
| Oluk çizgisini takip et. | Open Subtitles | تتبع خطوط الماسورة |
| Ama Namlusu 15 cm uzunluğunda. Benim için en iyisi. | Open Subtitles | لكن طول الماسورة 7 إنشات - الحجم الأفضل لي - |
| Beni kazara bile vuramazdın. Namluya böyle vursaydım bile. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى أن تطلق علي النار عن غير قصد ، حتو لو ضربت الماسورة هكذا |
| Üstelik iz garip bir yerdeydi. Namlunun tepesindeydi. | Open Subtitles | والبصمة الغامضة كانت في مكان غريب أيضاً لقد كانت أعلى الماسورة |
| Ya eğer bu işi yaparsak ve borular 3 metre öbür tarafta çıkarsa ? | Open Subtitles | ماذا إن كانت الماسورة 10 أقدام من هنا بعد انتهائنا من العمل؟ |