Hayat veren güneş, kutsal yağmur, toprağın bereketi. | Open Subtitles | الشمس مانحة الحياة المطر المبارك وخصوبة التربة |
Ulu Tanrım, doğru ya, kutsal güneş o. | Open Subtitles | بعد ذلك ، والله يكون المبارك ، فهي الشمس المباركة. |
Ölüm anında... ruhlarımız reddedilmesin diye son kutsal ayinimizi yapıyoruz. | Open Subtitles | خشية أن يحرم علينا أسترداد السر المقدس المبارك فى لحظة الموت |
Amerikalı bir çingenenin bunun sırlarını çözen, kutsanmış kişi olmayacağından emin olabilirsin. | Open Subtitles | كوني على يقين بأنهُ لن يكون أمركي غجري هو المبارك لكشف الأسرار |
kutsanmış, solgun yüzlü minik bir aziz. | Open Subtitles | كنت كالقديس الصغير المبارك و ذو وجه شاحب |
Aslında, benim gibi insanların dili olur özellikle "kutsanmış Evlilik"teki gibi. | Open Subtitles | فى الحقيقة هو يتحدث بلسان الناس أمثالي خصوصاً فى "زواج المبارك" |
Bu kutlu günde sizin yanınızda olmayı nasip etti bana. | Open Subtitles | ... لأنه قدر لي أن أكون معك في هذا اليوم المبارك |
yüce Tanrımız eliyle kutsanmış bu kutsal yağla sen Charles Valois'yı büyük Fransa krallığının hakim efendisi ve kralı olarak mesheder ve sana yaşadığın sürece kutsal Roma kilisesini koruma görevi veririz. | Open Subtitles | وبالزيت المقدس المبارك من الرب والاب ندهن بالزيت المقدس لنخدم سيدى ملك فرنسا المعظم |
Senin tüm günahlarını affediyorum, her şeye gücü yeten Baba, kutsanmış oğlu, ve kutsal Ruh adına! | Open Subtitles | أنا أبرئك من كل الذنوب بأسم ابيك القوي وابنه المبارك |
Bu kutsal olayın şahitleri olduğunuz için hepinize teşekkürler. | Open Subtitles | أشكركم جميعا لوجودكم هنا ليشهدوا هذا الحدث المبارك. |
Baba oğul ve kutsal ruh adına affedildin. | Open Subtitles | بإسم الأب القوي إبنه المبارك والرّوح المقدّسة أنت مغفور |
Yukarıdan uzandı ve ulusumuza, kutsal başkanımıza, cesur savaşçılarımıza ve yaslı ailelerine dokundu. | Open Subtitles | نزلت إلينا لتلامس شعبنا ورئيسنا المبارك وجنودنا البواسل وعائلاتهم الحزينة |
Bu suyun kutsal olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يَقُولونَ إن هذا الماء المبارك يفعل معجزاتَ. |
Çocuk gibi göründüğü için kutsanmış Olan'ı küçümseme. | Open Subtitles | لا تقلقي من تقدير المبارك لإنه يبدو مثل طفل صغير |
İnsanların istediği son şey benim bu kutsanmış gecede olay çıkarmam. | Open Subtitles | وآخر ما يريده أحد مني هو هو إثارة ضجة بهذا الحدث المبارك. |
kutsanmış biraderimiz Savanorola gerçek bir Tanrı şehri yaratıyormuş. | Open Subtitles | أخونا المبارك سفانارولا يجعل منها مدينةً حقيقيةً للرب |
Bu yüzden, tanrının adıyla, tüm güçlerin sahibi Babanın, Oğlun ve kutsanmış Peter'ın kutsal Ruhunun, Havarilerin Prensinin ve de tüm azizlerin bize verdiği Cenneti ve Dünya'yı birbirine bağlama ve açma erdem gücü ile... | Open Subtitles | بسم الله العزيز الجبار الأب، والابن، وروح القدس المبارك بيتر أمير المرسلين |
Norma Moon, bu kutlu günde seni karım, partnerim ve ışığım olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | يا "نورما مون" في هذا اليوم المبارك آخذك كزوجتي, كرفيقتي, كنوري |
Yoksa onu şu mübarek partide mi bıraktım? Oh, ner neyse. | Open Subtitles | ام كان يجب ان اتركها فى هذا الحزب المبارك ؟ |