| Elbette yemiyor çünkü diğer troller gibi o da çürümüş meyve ile besleniyor. | Open Subtitles | بالطبع لا تفعل إنها تتغذى على الفاكهه المتعفنه كاي عملاق |
| Yalnız ve yaşlı bir kadın olarak öleceğim ve yüzlerce kedinin çürümüş bedenimi çiğneyecek olması falan mı? | Open Subtitles | مع مئات القطط تمضغ جثتي المتعفنه |
| Cesedinden geriye kalanlar çürümüş kafası ve ayaklarıydı. | Open Subtitles | راسها وقدمها المتعفنه كل ما وجدناه |
| Vay be, burada tek eksik olan parkenin altına gömülmüş çürüyen birkaç düzine ceset. | Open Subtitles | يا إلهي , الشيء الوحيد الناقص من هذا المكان هو بعض الجثث المتمدده المتعفنه داخل قبور سطحيّه أسفل هذا البيت |
| Şu çürüyen duvarların ardında görkemli bir saray saklı. | Open Subtitles | هناك قصر مشرق مختبئة داخل تلك الجدران المتعفنه |
| Bridgette Crosby diye birinin ölü ve çürüyen cesedi. | Open Subtitles | الجثة المتعفنه لبرديجت كروسبي |
| O çürüyen kabuğu yani? - Rahat bırak beni. | Open Subtitles | تلك القشرة المتعفنه ؟ اتركيني |