| MURlEL'İN RÜYASl. NUMARALARl ölü BABA SEÇTİ | Open Subtitles | والد موريل المتوفي يختار التذكرة الفائزة |
| Yani, ölü adam Macy, kazı mı yapıyordu? | Open Subtitles | إذاً, الرجل المتوفي ميسي كان يدير عملية الحفر؟ |
| ölen adamın ruhu burada ve çok kızgınken demek istemiştim. | Open Subtitles | ماذا عن وجود روح الرجل المتوفي هنا . و كونه غاضب جداً. |
| Yakın zamanda ölen ve Asya'nın en çok aranan bombacısı Dr. Azahari Husin gibi mi? | Open Subtitles | مثل المتوفي حديثا د.ازاهاري حسين اشهر صانعي القنابل في اسيا؟ |
| "Dolu olmadığını söylemişti. Silah merhum Bay Haze'inmiş. | Open Subtitles | قالت بأن السلاح غير محشو .و هو ملكا للسيد هيز المتوفي |
| Dostça davranarak ve sohbet ederek onu ölmüş babam gibi giydirerek değil. | Open Subtitles | قصدت أن تكونوا ودودين تتكلمون معه بمواضيع بسيطة ليس إلباسه كوالدي المتوفي |
| Merhumun kokpit kapısına geldiği andan, ölene kadar. | Open Subtitles | من الوقت الذي قام المتوفي فيه بركل باب المقصورة وحتى مات |
| Benim yalvarmalarıma rağmen gitmesine izin veren ölü babasına kızgınım. | Open Subtitles | و أنا غاضبة من والده المتوفي لسماحه له بالذهاب بالرغم من أني رجوته ألا يفعل هذا |
| - Bu ukala yavşak ölü arkadaşımızı götürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا السافل المغرور كان يحاول ان يتلوّط على صديقنا المتوفي |
| Onlara ölü babalarının resmini geri alamadığımızı söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم بأننا لم نستطع إستعادة لوحة أباهم المتوفي |
| Affedersiniz ama burada ölü oğlumdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | المعذرة، ذلك ابني المتوفي الذي تتحدثون عنه |
| Affedersiniz ama burada ölü oğlumdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | المعذرة، ذلك ابني المتوفي الذي تتحدثون عنه |
| ölen adamın ailesine hazırlık yapmaları, cenazeyi teslim almaları için bir başsağlığı mektubu yazıyorum. | Open Subtitles | اني اكتب خطاب مواساه لاهل الرجل المتوفي و اعمل الترتيبات لهم لاسترجاع جثته |
| Kumarhane soygununda ölen adamın hücre arkadaşıydı. | Open Subtitles | حسناً، كان زميل السجن للرجل المتوفي في عملية السطو على النادي الليلي. |
| Kol bandı üzerindeki iki siyah çizgi, ölen kişinin ailesini temsil eder. | Open Subtitles | الخطين الأسودين فى عصابة اليد تعني أنهم من أسرة المتوفي. |
| Bir, merhum Bantu Steven Biko 30 yaşında, siyah bir erkek. | Open Subtitles | أولا، بأن المتوفي بانتو ستيفن بيكو رجلا أسود بعمر الثلاثين |
| Yas tutan sizler ve merhum. | Open Subtitles | إذن يربح الجميع أنتم وأقرباء المتوفي والمتوفي عينه |
| Biri ölmüş kocasının yerine geçip ayda bir bankaya gidiyormuş. | Open Subtitles | كان هنالك شخص يتظاهر أنّه زوجها المتوفي ويدخل إليه شهرياً. |
| Merhumun teninin yakınları tarafından görülmemesi için azami özen gösteririz. | Open Subtitles | ونتأكد من أن عروة المتوفي لا يستطيع أقاربه من رؤيتها وننفذها بحذر شديد |
| 'ölmüş olan kişinin midesinin incelenmesi sonucu kurbanın yemek yemeyip içki içtiği sonucuna varılmıştır. | Open Subtitles | بعد فحص دقيق لمحتوى معدة المتوفي توصلت أنه لم يتناول الغداء لكنه تناول الشراب |
| Bununla beraber, Rahmetli babam vazgeçirmek yerine beni hep cesaretlendirdi. | Open Subtitles | لكن مع ذلك , والدي المتوفي يبدو انه كان يشجعني اكثر مما ينهاني عنه |
| vefat eden memurun adına kayıtlı dört farklı sosyal güvenlik numarası var. | Open Subtitles | . الضابط المتوفي لديه 4 أرقام ضمان إجتماعي مختلفة. مقترنة بإسمه. |
| Merhumla hiç tanışmamış biri olabilir. | TED | فالفرص هي أن هذا الشخص لم يقابل المتوفي مطلقًا. |
| Mary Pilant bir ihtimal... müteveffa B. Quill'in metresiymis. | Open Subtitles | ماري بيلانت قَدْ أو قَدْ لا تكون عشيقةُ بارني كويل المتوفي . |
| Bence kocası ölen kadını bir ziyaret etmelisin. | Open Subtitles | أعتقد يتوجب عليك .زيارة زوجة البشري المتوفي |