| Onca zaman boyunca sizinleyken gizlice benimle, Taslağı sizden alıp getirmek için çalışıyordu. | Open Subtitles | عندما كانت معكم طوال الوقت حين كانت تعمل معي سرّاً لتحضر المخطوطة منكم |
| Yani tüm Taslağı yeniden mi yazacağım? | Open Subtitles | أتقولين إن عليّ كتابة المخطوطة بأكملها من جديد؟ |
| Taslak için bu kadar ümitsiz olmalarinin nedeni iste bu. | Open Subtitles | لهذا هم يائسون للحصول على المخطوطة |
| Görüntülememiz, bu El yazmasının 250 sene içerisindeki, ilk yazımını bulmamı sağladı. | TED | أتاحت لي طريقتنا في التصوير صنع أول نسخة من هذه المخطوطة من 250 سنة |
| Buraya geliyor, disari çikiyorlar, sen de Taslagi elde ediyorsun. | Open Subtitles | تدخل إلى هنا, يخرجان معاً, فتحصل على المخطوطة |
| Bu, 50 sene önce, Paris'te küçük bir kitapçıda bulduğum bir parşömen nota kağıdı. | TED | وجدت هذه المخطوطة الموسيقية في مكتبة في باريس منذ 50 عاما مضت. |
| Taslağı erken bitirme şansın var mı? | Open Subtitles | هل ممكن أن تنتهي من المخطوطة قبل الموعد؟ |
| Onun cevap vermemesinin tek nedeninin Taslağı kaybettiğimizi bildiğinden olduğunu daha fark edemedin mi? | Open Subtitles | إذن , هل خطر لك أن سبب أنها لا تجيب لأنها تعرف أننا فقدنا المخطوطة |
| Burada değiller, çünkü Taslağı bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم ليسوا هنا لأنهم ينتظرون من أجل المخطوطة. هذا ليس منطقيا. |
| Eğer bana Taslağı vermezsen seni topuğundan, dizinden ve incik kemiğinden vurmakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | إذا لن تعطيني المخطوطة لن يكون لدي أي تردد في التصويب على كاحليك, ساقيك و ركبتيك. |
| Bu asistanımın e-postası. Taslağı alırsan onunla iletişime geç. | Open Subtitles | هذا بريد مساعدي الإلكتروني ، إن حصلتَ على المخطوطة ، إتصل بي |
| Taslak burada ama onu almaman konusunda seni uyarıyorum. | Open Subtitles | المخطوطة هنا و لكن أنا أحذرك لن تأخديه. |
| Taslak gerçek, çocuk nerede biliyor. | Open Subtitles | المخطوطة حقيقية، الفتى يعلم مكانها. |
| Benim. Taslak gerçekten var. | Open Subtitles | المخطوطة موجودة بالفعل. |
| El yazması, tomara oldukça benzeyen süslemelerle dekore edilmiş. | TED | المخطوطة غنية في جنباتها بزخارف أشبه بخطوط الحلزون. |
| Bana Taslagi göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تُريني المخطوطة |
| Orasını bilemem ama yapan kişinin çoktan öldüğü kesin çünkü bu parşömen en az 200 yıllık. | Open Subtitles | لا أستطيع تبرير ذلك، ولكن أياً كان ذلك الشخص، فقد توفى منذ أمد بعيد لأن عمر هذه المخطوطة يتجاوز المائتي عام على الأقل، |
| Endişelenme. metni çözmek üzereyiz. Biraz daha vakte ihtiyacımız var sadece. | Open Subtitles | لا داعى للقلق, نحن قريبون من ترجمة المخطوطة, نحتاج فقط إلى وقت أكثر قليلاً |
| Taslağın bu odadan çıkmaması gerekiyor. Kopyalanmamalı. | Open Subtitles | ممنوع نقل المخطوطة من هذه الغرفة، ممنوع نسخها. |
| Sokka, şu aldığın parşömenin üzerindeki tarihi girmeyi dener misin? | Open Subtitles | سوكا) ، جرب إدخال التاريخ المدرج في المخطوطة) التي أخذتها |
| - O nedir? Orijinal metin. Şuna bak! | Open Subtitles | المخطوطة الأصلية , أنظر لهذا مطبوعة على الآلة الكاتبة , أتستطيع أن تتخيل ذلك ؟ |
| Bayan Kang çizimi gördüm. | Open Subtitles | "آنسة (كانغ)، رأيتُ المخطوطة." |
| Böylece taslağa sürekli ulaşma imkanın var. | Open Subtitles | ولكن الآن ستتمكن من الدخول إلى المخطوطة في أي وقت. |
| Bana şu anda bir kopyayı okuyor olmam gerektiğini hatırlatıyor. | Open Subtitles | هذا يذكرني أنه يجب علي قراءة المخطوطة الآن.. |
| Ve benim müsveddeleri okuyacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وهنا القوارب ليوم غد. وكنت وعدت لك أن تقرأ رسالتي المخطوطة. |