| merkeze gelip, birkaç soruyu cevaplandıracaktın, hatırladın mı? | Open Subtitles | كنت ستأتى معى إلى المخفر للاجابة على بعض الاسئلة هل تذكر ذلك ؟ |
| - Sizi önce Lodge'ye götüreceğim ve... - Hayır, bizi merkeze götür. | Open Subtitles | سوف اخذكم الى المسكن كلا خذينا الى المخفر |
| Yeni karakola geçmeye hazırlanıyoruz. | Open Subtitles | حسنا، نحن نمر بمرحلة انتقال الى المخفر الجديد |
| Bu büyük bir olay. karakola geri dönün. Ben şehir dışındayım. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، لديّ أمر جلل سأعود إلى المخفر و أراقب المدينة سأعاود الإتصال بك |
| Merak etme, hayatım. merkezde bebek kelepçeleri var. | Open Subtitles | لا تقلقي يا عزيزتي، لدي أصفاد للأطفال في المخفر |
| karakolda kalmamın tek sebebi ikinizi korumaktı. | Open Subtitles | السبب الرئيسي لبقائي في المخفر هو حماية كلاكما |
| Bu hayatta bir sürü saçmalık gördüm ama batı bölgesi standartlarına göre bile bu bambaşka bir şey. | Open Subtitles | رأيت العديد من التفاهات في أيامي حتى بمعايير المخفر الغربي ما حدث يُعتبر سابقة |
| Sonra karakol, şimdi de onu bir kulübe mi götürmek istiyorsunuz? | Open Subtitles | ، بعد ذلك المخفر والآن تريدون يـارفاق أخذه إلى الملهى ؟ |
| Polis karakolu artık burada değil. - karakol taşındı. | Open Subtitles | . حسناً ، المخفر لم يعد موجوداً هنا الآن لقد تم نقله |
| Uygun durumdaki tüm memurları merkeze gönder. | Open Subtitles | استدعي كلّ ضابط متاح إلى المخفر. عفواً يا سيّدي؟ |
| Hepimizi merkeze çağırıp tek tek konuştu. | Open Subtitles | لقد استدعانا الى المخفر و قام باستجوابنا بشدة على انفراد |
| Annem muhtemelen beni merkeze götürür ve suçlu fotoğrafını çektirmemi söylerdi. | Open Subtitles | كانت أمي لتأخذني إلى المخفر و تعرض عليهم أن يلتقطوا صورة جنائية لي |
| Bu nedenle onu karakola götürüp iyice araştırmalısınız. | Open Subtitles | ينبغي لك أن تصطحبه الى المخفر و تفتح تحقيقا في الغرض |
| Arabam çalındı ve bunu bildirmek için karakola gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد سرقت سيارتي وذهبت إلى المخفر لتقديم ضبط |
| karakola gidelim, bu işi resmi bir şekilde halledelim. | Open Subtitles | دعنا نذهب إلى المخفر ، ونجعل الأمر قانونياً |
| Bunu merkezde de yapabiliriz, tercih senin. | Open Subtitles | بإمكاننا القيام بهذا في المخفر إذا تفضل ذلك؟ |
| Sanırım bu gece merkezde kalıp ihbar hattının başında beklemeliyim. | Open Subtitles | اظن انني سأبقى في المخفر و أدير خط المعلومات الليلة الملاهي ليست اختصاصي حقا |
| karakolda, kanunsuzun maskesinden düşen parçayı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انها في المخفر تحاول احضار قطعة من قناع المقتص |
| Daha evvel şüphelilerle silahlı çatışmaya giren bir Güney bölgesi polis memurunun beyaz bir SUV ile takipte olduğu bildirildi. | Open Subtitles | حول ماذا ذلك؟ "ورد، أن ضابط المخفر الجنوبي" "الّذي إشتبك في تبادل إطلاق نار مع المشتبه بهم في وقت سابق" |
| Bu karakolu ve beni aldığında böyle utangaç değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن خجول جدا عندما أخذت هذا المخفر وأنا |
| Ne ile ilgili bilmiyorum ama ölmeden birkaç gün önce polis merkezine gitti. | Open Subtitles | لا أعرف عمّا كان الأمر لكن قبل موتها ببضعة أيام ذهبت إلى المخفر |
| Söyle ona batı yakası karakoluna gelsin, parayı ben ona vereceğim. | Open Subtitles | أخبرها أن تأتي إلى المخفر الغربي سأعيدها إليها |