| Ama ben bu basitleştirmeye katılmıyorum çünkü öğretmenler sadece ders anlatmıyor, insanlara öğretiyoruz. | TED | لكنني أرفض هذا التبسيط، لأن المدرسين لا يقومون بتدريس المواد فقط، نحن نعلم الناس. |
| Bürokratik okul sistemlerinde, öğretmenler genellikle, ne öğretecekleriyle ilgili bir sürü talimatla sınıflarda yalnız bırakılıyorlar. | TED | في الأنظمة المدرسية البيروقراطية، غالبا ما يُتْرَكُ المدرسين بمفردهم بالأقسام مع الكثير من التوجيهات حولما يجب تدريسه. |
| Orada gördüğüm şey beni gerçekten de şaşırttı, çünkü öğretmenler kişisel pirotekniğe bakmıyorlardı. | TED | و ما رأيته هناك اذهلني حقاً، لأن المدرسين لم يكونوا يبحثوا عن الشخص صاحب الأداء العظيم. |
| Nedense öğretmenlerin bunun ne kadar önemli olduğunu kendilerine hiç sormadıklarına inanıyorum. | TED | وبرغم ذلك، أشعر أن المدرسين لم يسألوا أنفسهم عن سبب أهمية ذلك. |
| Güçlüklerle mücadele eden öğretmenlerin performanslarını nasıl iyileştirebileceklerine ve öğretmen maaşlarını nasıl yapılandırdıklarına dikkat ediyorlar | TED | فهي تبحث عن طريقةتمكنها من تحسين كفاءات المدرسين ضد الصعوبات التي يواجهونها. وعن طريقة لهيكلة أجور المدرسين. |
| Kendi üniversitemin öğretmen eğitimi fakültelerinde her bir öğrencinin oraya gelip bir rap konseri izlediği bir proje başlattım. | TED | في أقسام تدريب المدرسين في جامعتي، بدأت مشروعا حيث يقوم كل تلميذ يأتي إلى هناك بالجلوس ومشاهدة مهرجانات للراب. |
| İyi çalışmaları desteklemek için öğretmenlere birlikte çalışmaları için uygun ortam sağlıyorlar. | TED | كما توفر المناخ المناسبالذي يمكن المدرسين من العمل معا لخلق ممارسات جيدة. |
| Ayrıca deneyimli öğretmenlerden daha çok fayda görebilirler. | Open Subtitles | هم ايضا قد يكسبون شيئا من المدرسين الاكثر خبرة |
| Senin yaptığından çok daha kötü şeyler yapan öğretmenleri kurtardım. | Open Subtitles | لقد أخرجت كثير من المدرسين لفعل الأسوأ بكثير مما فعلتي |
| Test sonuçlarını yükseltmek için öğretmenler test tekniği öğretmek zorunda kalacak. | TED | بُغية الرفع من علاماتهم، فيصبح المدرسين يدرسون من أجل الامتحان. |
| öğretmenler pek de iyi vakit geçirmiyordu, sporlar ya çok kirli ya da çok sertti. | TED | المدرسين لم يستمتعوا كثيرا الرياضات كانت قذرة جدا أو مؤلمة جدا |
| Burada bu sınavı geçemeyecek öğretmenler bile var. | Open Subtitles | بعض المدرسين أنفسهم هنا غير قادرون على اجتياز اختبار المستوى المتقدم. |
| Bu, biz öğretmenler toplantısındayken büyükbaba için iyi oldu. | Open Subtitles | كونوا حسني التصرف مع الجد بينما نكون في إلتقاء المدرسين بالآباء |
| O zavallı öğretmenler de pek para kazanmıyor. | Open Subtitles | هؤلاء المدرسين المساكين لا يجنون الكثير من المال |
| Genç öğretmenlerin usta öğretmenleri iş başındayken seyretme fırsatı bulmalarını sağlıyorlar. | TED | فهم يتأكدون من حصول المدرسين الجدد على فرصة مشاهدة المدرسين المخضرمين وهم يعملون. |
| İlk olarak, bu gözlemlerde başarılı olan öğretmenlerin öğrenci sonuçları çok daha iyidi. | TED | أولا، و حسب هذه الملاحظات فإن المدرسين الذين يقومون بعمل جيد كانت نتائج طلابهم أفضل بكثير من غيرهم. |
| öğretmen değişim oranı ABD ortalamasının sekiz katı. | TED | معدل استقالة المدرسين هو ثمانية أضعاف المعدل القومي الأمريكي، |
| Ama Lüksemburg bile parasını sadece bir kez harcayabilir ve bunun bedeli de öğretmenlere pek iyi ödeme yapılmaması şeklinde olur. | TED | لكن حتى لوكسمبورغلا يمكنها الإنفاق على أكثر من شيء واحد، والمقابل لذلك هو أن أجور المدرسين لديها ليست بالجيدة. |
| Tabii vardır. Çocuklar ve aileleri öğretmenlerden sürekli şikayet eder. | Open Subtitles | حسناً ، بالطبع الأطفال وأولياء الأمور يشكون طوال الوقت من كل المدرسين |
| En güçlü idarecileri en çetin okullara ve en yetenekli öğretmenleri en zorlu sınıflara gönderiyorlar. | TED | يوظفون أقوى المديرينلأصعب المدارس وأمهر المدرسين لأكثر الأقسام تحديا. |
| Büyüyüp okula gittiğimizde bazı Hocalar vardı her fırsatta çocukları üzen. | Open Subtitles | عندما كبرنا وذهبنا الي المدرسة كان هناك بالضرورة هؤلاء المدرسين الذين كانوا يؤذون الاطفال بكل ما يستطيعون |
| April, bazı sanat okulu öğretmenlerini arayıp onlara buraya gelip özel yeteneklerini sunarlar mı diye sorsana. | Open Subtitles | ابريل هل تتصلين على احد من المدرسين الفنين وهل باستطاعه احدهم ان ياتي الى هنا ويتباهى باحد المهارات الخاصه لديهم |
| Bakalım Öğretmenin neler söyleyecek. | Open Subtitles | سنرى ماذا سيقولوا المدرسين عنك امي , اني اكرهه الاستاذ سطابين |
| Hiç başına geldi mi bilemiyorum, ama hocalarımdan biriyle çıkman diğer çocuklara, hayatımın sonuna kadar benimle alay etmeleri hakkını verir. | Open Subtitles | ألم يخطر ببالك أنك أنك إن واعدت أحد المدرسين فإن ذلك سيعطي بقية الفتية |
| öğretmenlerle, ebeveynlerle, okul kurulu üyeleriyle ve politikacılarla konuşmalıyız. | TED | وعلينا ان نتحدث الى المدرسين والآباء واعضاء مجالس المدارس والسياسيين |