| Koç arayıp duruyor, bu yüzden düşündüm de onu defedip, yarın bi' bakarım. | Open Subtitles | مساعد المدرّب يتصل بإستمرار. لذا قررت بأن أذهب إليهم غداً واتحقق من الأمر. |
| - Aferim. Güzel işti Koç. Çok şirindi. | Open Subtitles | هذه مزحة جميلة أيها المدرّب إنها فعلًا ظريفة للغاية |
| Koç, sanırım törenleri biraz karıştırdın. | Open Subtitles | أيها المدرّب أظن الٔامر اختلط عليك إنه أمر شبيه بالختان |
| Spor salonunda ki Antrenör ki kendisi steroid satıyordu. | Open Subtitles | المدرّب في صالة الألعاب الرياضية الذي كان يبيع المنشطات |
| Eğer Hoca bunları gerçekten yapmış olsaydı niye hâlâ onun için çalışayım ki? | Open Subtitles | لو أن المدرّب فعل كلّ هذه الأشياء فعلاً، لماذا لا أزال أعمل له؟ |
| Bu daha çok sünnet olmaya benziyor Koç, Buraya gelirmisin? Ben sana ne yaptım adamım! | Open Subtitles | عد إلى هنا أيها المدرّب ماذا فعلت لك يا رجل |
| Hey, Koç! Koç hadi ama, beni böyle asılmış durumda bırakmayacaksın değil mi! Beni arkandan getirtme Koç! | Open Subtitles | أيها المدرّب لا تتركني مقيّداً هكذا أيها المدرّب لا تجبرني على مطاردتك |
| Bu doğru Koç. Onlar kaybedenler. Biz kaybedenleri sevmeyiz değil mi? | Open Subtitles | هذا صحيح أيها المدرّب إنهم فاشلون ونحن نكره الفاشلين، صحيح؟ |
| Koç değil mi? Eve geldiğinde anlamıştım bir şeyler döndüğünü. | Open Subtitles | إنّه ذلك المدرّب لقد علمت أنّ شيئاً ما بينكما عندما جاء الى هنا |
| Yarın kaçta orada olalım, Koç? | Open Subtitles | في أي وقت تريدنا هناك غدا أيها المدرّب ؟ |
| Sayende Koç beni bir bardağa işettirmeye çalıştı. | Open Subtitles | أشكركِ، فقد حاول المدرّب أن يأخذ عيّنةٍ منى |
| Selam Koç, antrenman nasıl geçti? | Open Subtitles | ،مرحباً أيها المدرّب كيف سار التدريب اليوم؟ |
| Monix'e koçluk için bir fırsat vermek istiyoruz Koç. | Open Subtitles | نحن نريدك أن تعطي مونيكس فرصه لتدريبنا ، أيها المدرّب |
| Biz aynı türdeniz. Oyuna sok beni Koç. | Open Subtitles | دعيني أُنهي الصفقة مع ذلك الشخص إنّه من نوعي، أدخلني أيّها المدرّب |
| Oyun için endişeliyim Koç. | Open Subtitles | كل ما بالأمر أنني متوتّر بخصوص المباراة يا حضرة المدرّب. |
| Artık babamla duramayız Koç. | Open Subtitles | لا يمكننا العيش مع والدنا بعد الآن، يا حضرة المدرّب. |
| Yıllar önce turnuva şampiyonası başladı, Antrenör bana geldi: "Rob Cooke, sen öncülük et, bugün kaybedemeyiz" dedi. | TED | بدأ الأمر منذ سنوات في مباراة البطولة، جاء المدرّب إلي وقال: "روب كوك، تقدّم، لا يمكننا تحمّل الخسارة اليوم." |
| Antrenör Hopper beni soyunma odasına çağırdı. | Open Subtitles | "المدرّب (هوبر) دعاني إلى غرفة تبديل الملابس." |
| Bahse girerim Antrenör Hopper davadan kurtulmak için ödemede bulundu. | Open Subtitles | ماذا تريد أن تراهن أن المدرّب (هوبر) دفع لجعل هذه الدعوة تُلغى. |
| Hoca ulaşım ücretini karşılayamayan çocuklar için bir kaç araba aldı. | Open Subtitles | المدرّب إشترَ بضع سيارات للأولاد الّذين لا يستطيعون تحمّل نفقة وسائل النقل. |
| koçun haftasonunda beni görmesini gerektirecek kadar önemli şey de nedir? | Open Subtitles | ما هو الأمر الهام الذي يريدني فيه المدرّب في عطلة نهاية الأسبوع، يا رجُل؟ |
| Coach bir kilo terlemem gerektiğini söyledi, ama senin için her zaman vaktim var. | Open Subtitles | يقول المدرّب بأن علي فقدان رطلان من وزني لكن وقتي متاح لكِ دائماً |
| İnsanların, koçla takımı arasının nasıl olduğuna dair hiçbir fikirleri yoktur. | Open Subtitles | فالناس لا يملكون أدنى فكرة كيف تجري الأمور بين المدرّب |