| Ben yokken, şöminenin orada kıvrılıp kitap okuyor. | Open Subtitles | عندما اكون موجود, انها فقط لفتها مع كتاب بجوار المدفئة. |
| O zaman pizza, sıcak çikolata, şöminenin yanında uyku tulumları. | Open Subtitles | ثم البيتزا الشوكولاتة الساخنة , أكياس النوم عند المدفئة |
| Rosings'in büyük salonundaki şömine ondan çok daha büyüktür. | Open Subtitles | أن المدفئة فى الحجرة الرئيسية بروزينج بارك أكبر من هذه بكثير |
| Sıcak kakao yapar, ateşin yanında yudumlarız. | Open Subtitles | ونصنع مشروب الكاكاو ونشربه بجوار المدفئة |
| Ev biraz soğuk, kusura bakma. Isıtma çok iyi değil. | Open Subtitles | عذراً لو كان الجو بارداً المدفئة متعطلة قليلاً |
| Sobası ve penceresinde haç olan oda. | Open Subtitles | إنه الذي يحوي المدفئة , و الصليب على النافذة |
| Saman şömineye, biraz öne. | Open Subtitles | القش ,فى المدفئة ,الى الامام قليلا |
| Şöminemle biraz sorun yaşadım da. | Open Subtitles | لقد حدثت لي مشاكل مع المدفئة |
| Bunu şöminenin yanına koy, ve beş dakika sonra patlat. | Open Subtitles | ضعي هذا في المدفئة ووقتيها لخمس دقائق |
| Hayatım, ben sadece sandalyeleri şöminenin önüne koydum. | Open Subtitles | عزيزي قد وضعت الكرسي أمام المدفئة فقط |
| Bar şöminenin yanında. | Open Subtitles | البار بجانب المدفئة |
| Biz yemekteyken, Claire şöminenin önüne iki salllanan sandalyeyle bir şişe şampanya koyacak. | Open Subtitles | لذا عندما نتناول العشاء كلير) ستقوم بتجهيز كرسيين هزازة) بالقرب من المدفئة مع زجاجة نبيذ |
| şöminenin üstündeki vazo. | Open Subtitles | المزهرية أعلى المدفئة |
| Bu da annenin babanı baştan çıkardığı şömine. | Open Subtitles | هنا لدينا المدفئة , المكان الذي أغوت فيهأمكَوالدك. |
| Bir şömine çıkıyor. Böyle giriyor. | Open Subtitles | ثم تظهر المدفئة ويدخل من خلالها |
| şömine niçin yakmamışlar bugün? | Open Subtitles | لماذا لا توجد نار في المدفئة اليوم؟ |
| Titremen geçene kadar ateşin yanında otur. | Open Subtitles | اجلس بقرب المدفئة حتى يتوقف الارتجاف. |
| ateşin iyisine bayılırım. | Open Subtitles | أحبّ النيران المدفئة. |
| - Isıtma sistemi lâzım mı? | Open Subtitles | ـ هل نستخدم المدفئة الهوائية؟ |
| Sobası ve penceresinde haç olan oda. | Open Subtitles | إنه الذي يحوي المدفئة , و الصليب على النافذة |
| O şömineye gidiyor. Onu yakacağım. | Open Subtitles | سأضعها في المدفئة وسأحرقها. |
| Şöminemle biraz sorun yaşadım da. | Open Subtitles | لقد حدثت لي مشاكل مع المدفئة |
| Sizce şimdi bu radyatörü tamir etme şansınız var mı? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هناك أمل في تصليح المدفئة الآن |