| Ama suçlu bile olsalar kaç tanesini temize çıkarabilirdim? | Open Subtitles | ولكن كم واحداً من الكثيرين كان من الممكن أن أفرج عنهم؟ حتى المذنبون |
| Hayır, uzaklara kaçmak suçlu insanların yaptığı şeydir. | Open Subtitles | لا ، الهروب ما يفعله المذنبون سنخرج من المدينة لبضعة أيام فحسب |
| suçlu insanların gizlendiğini söylüyorsun. Bunu avlandığını hisseden insanlar yapar. | Open Subtitles | أنت تقول بأن الأشخاص المذنبون يختبأون، وكذلك يفعل الأشخاص الذي يشعرون بأنهم مطاردون |
| Neden masumlar ölüyor ve Suçlular yaşıyor? | Open Subtitles | لماذا لماذا ؟ يموت الأبرياء ويحيى المذنبون ؟ |
| Ama birer birer Suçlular cezalarını çekecekler. | Open Subtitles | ولكن واحداً تلو الآخر سيدفع المذنبون الثمن |
| Diğer yanda, yakında zombiye dönüşecek Günahkarlar. | Open Subtitles | والجانب الآخر، المذنبون قريباً سيصبحون زومبي. |
| Şeytan'ın yuvası, günahkârlarla, kazananların şehri. | Open Subtitles | ملعب الشيطان ، حيث المذنبون هم الفائزون. |
| Hem açıkçası temsil edeceğim insanların suçlu olmasını istemem. | Open Subtitles | وأنا بصراحة لا أبحث عن الاشخاص المذنبون لإدافع عنهم |
| Sen suçlu insanlarin tuttugu türde bir avukatsin. | Open Subtitles | أنت من نوع المحامين الذي يُوكله الاشخاص المذنبون |
| Neden suçlu insanların hapisten kurtulmasına yardım edelim ki? | Open Subtitles | لماذا نُساعد المذنبون على إطلاق سراحهم؟ |
| Yalnız suçlu biri gelirdi. | Open Subtitles | فقط الرجال المذنبون يفعلون هذا |
| Vicdanlı bir suçlu, yani bu demektir ki sen ya masumsun ya da soğuk, kalpsiz bir canisin ya da her ikisi. | Open Subtitles | الأشخاص المذنبون الذين لديهم ضمير، وهو ما يعني إمّا أنّك بريء، أو أنّكَ قاتل بارد متحجّر القلب... أو كلاهما |
| Sadece suçlu insanlar gizlenir. | Open Subtitles | الأشخاص المذنبون هم من يختبئون فقط |
| Masum olanlar davranışlarında rahatlama gösterir Suçlular ise göstermez. | Open Subtitles | الأبرياء ستظهر عليهما علامات إرتياح في منظرهم بينما المذنبون لن يظهروها |
| Ama sen sadece Suçlular avukat isterler demiştin. | Open Subtitles | لكنك تقول أن المذنبون هم فقط من يحصلون على محامين |
| Suçlular sık sık bu noktada kendilerini ele verirler... | Open Subtitles | الأشخاص المذنبون يضعفون غالباً عند هذه النقطة... |
| Suçlular olay yerine tekrar gelir mi? | Open Subtitles | وهل المذنبون يعودون إلى مسرح الجريمة؟ |
| Suçlular böyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يفعله المذنبون. |
| Suçlular daima öyle yapar. | Open Subtitles | الأشخاص المذنبون دائما يهربون |
| Üçüncü halka oburluktur, Günahkarlar çamur içinde debelenir. | Open Subtitles | الدائرة الثالثة هي الشراهة حيث سيمطر المذنبون ويمرغون في الوحل |
| Şeytan'ın yuvası, günahkârlarla kazananların şehri. | Open Subtitles | ملعب الشيطان ، حيث المذنبون هم الفائزون. |