Önümüzdeki on yıllık zaman dilimlerinde, eğer bir şey 10 milyondan fazla insanın hayatına son verirse, bu bir savaştan çok yüksek derecede hızlı yayılabilen bir virüs olur. | TED | إذا كان أي شيء سيقتل أكثر من 10 ملايين شخص في العقود القليلة القادمة، فمن المرجح أن يكون فيروس شديد العدوى وليس الحرب. |
Bu, yeni ve şaşırtıcı, dolayısıyla onu paylaşma ihtimalimiz daha yüksek. | TED | هذا خبر جديد ومثير للدهشة، وعليه من المرجح أن نشاركه. |
Anılar, beynin her yerinde depolanır ve bilgiyi geri çağıran şey büyük olasılıkla prefrontal kortekstir. | TED | تُخزن الذكريات في كل أجزاء الدماغ، ومن المرجح أن قشرة الفص الجبهية هي التي ترسل رسائل الاسترجاع. |
Bugün yer kürenin her köşesinde insan bulabileceğiniz gibi yakınlarında büyük olasılıkla başka bir tür daha bulacaksınız: Canis lupus familiaris. | TED | ففي كل زاوية من العالم أينما وجدت إنسانًا عاقلًا اليوم، فمن المرجح أن تجد نوعًا آخر بالقرب منه: عائلة الكلاب التي تشبه الذئاب. |
Soru ise: Bu yapmaları ne kadar olası ve yaparlarsa da nasıl yapıyorlar? | TED | السؤال المفترض: كيف من المرجح أن يحدث ذلك، وإذا ما حدث، فكيف حدث ذلك؟ |
Evet, ölebilirsin fakat hepimizin öleceği de kuvvetle muhtemel değil mi? | Open Subtitles | أجل، من الممكن أن تموت لكنه من المرجح أن يموت جميعنا |
Yani, bir RNA virüsü çoğaldığında mutasyon denen hatalara uğrama olasılığı çok daha yüksek. | TED | لذا عندما يتضاعف فيروس الرنا فمن المرجح أن تنتج أخطاء تُدعى بالطفرات. |
Tanımadıkları kamera ve insanlara saldırma olasılıkları yüksek. | Open Subtitles | من المرجح أن يهاجمون الأشياء أو الأشخاص التي لا يميزونها. |
- Veba bakterisi muhtemelen bizden çıktı. - yüksek ihtimalle. | Open Subtitles | من المرجح أن مصدر المبيدات و سيانيد الهيدروجين كان "ميديسونوس" |
Yuh Wendy. Suriyeli mültecilerin büyük kısmının yüksek ihtimalle... | Open Subtitles | من المرجح أن تلتقي الغالبية .. العظمى من اللاجئين السوريين، باللاجئين |
Verilere göre yüksek ihtimalle basardınız. | Open Subtitles | حسنا، وفقا للبيانات، أنت أكثر من المرجح أن. |
Yanı görünen kamyonların otoyolda olmaları beklenmez ve yapay zekâ bu kamyonu gördüğünde, büyük olasılıkla bir yol işareti olarak algıladı ve altından geçmenin güvenli olduğunu düşündü. | TED | ليس من المفترض أن تقود الشاحنات على الجانب في الطريق السريع ولذلك عندما رأى الذكاء الاصطناعي هذه الشاحنة يبدو أنه أدرك أنها من المرجح أن تكون علامة طريق وبالتالي فهي آمنة للقيادة أسفلها. |
büyük olasılıkla, hepimiz hakkında arama ve yakalama emri çıkarmışlardır. | Open Subtitles | من المرجح أن هناك بلاغا عن كل واحد منا |
Yıllık 150.000 dolar geliri olan bir aile için ekstra 20.000 dolar kesinlikle güzel olabilirdi fakat pek bir farklılık yaratmazdı. Oysa yıllık geliri sadece 20.000 dolar olan bir aile için ekstra 20.000 dolar büyük olasılıkla günlük hayatlarına kayda değer bir farklılık katardı. | TED | إن منح 20000 دولار إضافية لعائلة تكسب 150000 دولارا في السنة سيكون جيدا حتماً، لكنه غالباً لن يغير حياتهم جذرياً. أما بالمقابل، منح 20000 دولار إضافي لعائلة تكسب فقط 20000 بالسنة من المرجح أن يكون له أثر ملحوظ على حياتهم اليومية. |
Uzun bir süredir matematikçiler genetik koda mesajlar saklayıp yazıyorlardı ama onlar biyolog değil matematikçiydiler ve eğer matematikçilerin geliştirdiği kodla uzun mesajlar yazarsanız büyük olasılıkla bilinmeyen fonksiyonları olan yeni proteinlerin üretilmesine neden olursunuz. | TED | حسنا، علماء الريضيات لم يزالون يكتبون ويخفون الرسائل الخاصة بالشفرات الوراثية لمدة طويلة من الزمن ولكنه كان جليا بأنهم علماء الرياضيات وليس علماء الاحياء لإنه لو كانت تكتب رسائل طويلة بالشفرات التي طورها علماء الرياضيات كان من المرجح أن يقود الى توليف بروتين جديد بدون معرفة مهامه. |
Fakat araştırma gösteriyor ki iş arkadaşlarımız, gösterişli olan profesyonel sunumlarını bıraktıklarında onların aslında bize ne söylediğine inanmamız çok daha olası oluyor. | TED | ولكن البحوث تشير إلى أنه عندما يتخلى زملاؤنا عن مظهر المهنية اللامعة، من المرجح أن نصدق ما يخبروننا به؛ |
Dışlanmanın bu kadar sürmesi olası değil. | Open Subtitles | من غير المرجح أن يستمر المنبوذ طوال هذه الفترة |
Köşeden bir polis arabasının çıkması onun arabasının çıkmasından daha olası evlat. | Open Subtitles | في اللحظة التي من المرجح أن نرى فيها طوافة الشرطة توشك أن ترى سيارتها يا صديقي |
Bir senaryo anlatacağım, korkunç olduğunu düşündüğüm ve gerçekleşmesi muhtemel olan ve görünen o ki iyi bir kombinasyon da değil. | TED | سوف أقوم بوصف سيناريو أظنه مخيفاً ومن المرجح أن يحدث، وهذا ليس مزيجاً جيداً، كما سيبدو. |
EM: Bence otonomi sisteminin nadir vakalar haricinde, çarpmaları azaltması muhtemel. | TED | حسنًا، أعتقد أن نظام القيادة الذاتية من المرجح أن يخفف من التصادم على الأقل، إلا في ظروف نادرة. |
Ancak bir kere açığa çıkıp da aklandığınızda polisin sizi ikinci kere suçlaması pek muhtemel değildi. | Open Subtitles | لكن بمجرد أن كشفت الأمر وتم اطلاق سراحك كان من غير المرجح أن تشتبه بك الشرطة لمرّة ثانية |