| Bunu Tomás Saraceno üretti ve bu büyük alanları alıp yalnızca elastik ipler kullanarak bu büyük donanımları yaratıyor. | TED | وقد تم إنشاؤه من قبل توماس ساراسينو، واحتل هذه المساحات الكبيرة، بخلق هذه المنشآت الضخمة باستخدام الحبال المرنة فقط. |
| Şu bir gerçek ki; düzeltici adalet ve iyileşme için alanları görsel kılmak başlıbaşına dönüşümü sağlıyor. | TED | أعلم بدون شك أن مجرد تصور المساحات للتصالح والشفاء هو أمر تحويلي. |
| Kentsel iyileştirme; farklı alanlar meydana getirmek ve hazırda var olanların dışını kullanmak. | TED | نحن يجب ان نتحرك نحو التعديل المحدث للتمدن بحيث نستغل كل اشكال المساحات والمناطق الغير مستغلة الموجودة في المدن |
| Çekirdek ile elektronların arasında geniş boş alanlar bulunmaktadır. | TED | بين النواة والإلكترونات، هناك مناطق شاسعة من المساحات الفارغة. |
| bu alanlara dokunan acı ve keder tek bir günde oluşmadı. | TED | الألم والحزن المنسوج في هذه المساحات لم يتم إنشاؤه في يوم واحد. |
| Tuvaletleri sokaklar, nehir kıyıları, ya da açık mekanlar olan 1.1 milyar insan var yeniden, bunun için teknik terim açık dışkılama, ama bu da gerçekte basitçe ortalıkta sıçmak. | TED | وهناك 1.1 مليار شخص مراحيضهم هي الشوارع أو ضفاف الأنهار أو المساحات المفتوحة، ومرة أخرى، فإن المصطلح التقني لذلك هو التغوط المفتوح، ولكن ببساطة هذا ما يسمي بالتغوط في العراء. |
| Bina satın alırlar, ya da bir bina kiralarlar, ya da bir alan kiralarlar, ve bu alanı eşyalarla doldururlar. | TED | يشترون مبنى , أو يستاجرونه أو يستأجرون بعض المساحات يملؤون المساحات بأشياء |
| Dolayısıyla yağmur suyu toplamak için mümkün olduğunca çok alana ihtiyacı var. | TED | كما أنها بحاجة إلى استغلال المتاح من المساحات لحصاد مياه الأمطار. |
| Ön cam kapandı. Silecekler etkinleştirildi. | Open Subtitles | الزجاج الأمامي تعرض لعائق جاري تنشيط المساحات |
| Ben Grimlock Silecekleri biliyorum, hikayenin güzel kısmını dinlemek istiyorum. | Open Subtitles | انا جريملوك اعرف كل شىء عن المساحات اتريد ان تسمع الجزء الجيد من القصة |
| Ama sadece bu alanları görselleştirmenin yetmediğini, | TED | ولكن أظن أننا نعلم أن مجرد تصور هذه المساحات ليس كافياً. |
| Ve üçüncüsü, ülkenin ilk adanmış düzeltici adalet merkezi; doğal, renkli bir dokuya sahip sığınma alanları. Burada diyaloglar desteklenecek. | TED | وثالثاً، المقاطعة الأولى المكرسة للمعالجة التجديدية، مليئة بالطبيعة، الألوان، المساحات والملمس للمأوى لدعم الحوار هنا. |
| Ve bu çok önemli bir ders çünkü bunun akan trafik ile kamu alanları arası bir 0-0 oyun olması gerekmedğini gösteriyor | TED | وهذا درس مهم لللغاية لأنها لا يتوجّب عليها أن تكون لعبة بدون اي فائدة بين تحريك السير وانشاء المساحات للعامة |
| Kırmızı ve koyu renkler daha yoğun bitki örtüsünü ve beyaz ise açık alanları gösteriyor. | TED | يظهر اللون الأحمر، والألوان الداكنة كثافة نباتية عالية، بينما يظهر اللون الابيض المساحات المفتوحة الشاسعة. |
| Ama bu alanları halka açmak kolay olmadı ve öyle kalmalarını sağlamak daha da zor. | TED | ولكن تخصيص هذه المساحات للاستخدام العام لم يكن بسيطًا، وسيكون من الصعب أكثر الحفاظ عليها بهذه الطريقة. |
| Toplumlar boş alanlar, sınırlar ve kaynaklar için müzakerelerde bulunurken ve bir dönüşüm gerçekleştirirken bir icraat ortaya koyarlar. | TED | إنها حقاً تؤدي بينما هي تتحول خلال الزمن بينما تتناقش المجتمعات في المساحات والحدود والموارد. |
| Damarlarımızın içindeki alanlar tamamen değerlendirilmiş. | TED | إذ أن المساحات داخل الأوردة مستهلكة بالكامل. |
| Alyuvarlardaki küçücük alanlar bile israf edilmemiş. | TED | ولا يتم هدر المساحات الصغيرة داخل خلايا الدم، أيضاً. |
| Savaştan sonra, genellikle öngörülemeyen sonuçlarla, zararlarla savaşmak için rutin olarak geniş alanlara püskürtülürdü. | TED | عقب الحرب، كان يُرَش بشكل دوري في المساحات الواسعة لمكافحة الآفات، مع نتائج غير متوقعة عادةً. |
| Yüksek modernistler dediler ki, üretken olan tekil mekanlar yaratacağız. Onların içerisinde hemen hemen her şey olabilir. | TED | يقول الحداثيين رفيعى المستوى نحن نبتكر .. نوعا ما المساحات الفردية التى هى عامة ويمكن حدوث كل شئ تقريبا داخلها |
| Günümüzde şehirlerdeki her açık alan bir fırsat. | TED | الآن، المساحات المفتوحة في المدن بمثابة فُرص |
| Boş alana ihtiyacım var ve tüm gün evdeyim ben. | Open Subtitles | أجل لأننى أحب المساحات الخاليه وسوف أذهب إلى الخارج و أعود لانتظرك |
| Silecekler kapanmıyor, kadranlar çalışmıyor. | Open Subtitles | المساحات لاتتوقف مؤشرات لوحة القيادة لاتعمل |
| Sanırım arılara steroit vermek... kötü bir fikirdi. Silecekleri aç! İşe yarayacağından emin misin Peter? | Open Subtitles | فكرة سيئة افتح المساحات هل متأكد أن هذا سوف ينجح |
| Her tempo arasındaki boşluklar, iki veya üçün katlarını kullanarak alt tempolara ayrılabilir. | TED | ويمكن تقسيم المساحات بين كل نغمة إلى مزيد من النغمات الفرعية، باستخدام مضاعفات العدد اثنين أو ثلاثة. |