| Adını vermeyen bu yatırımcı bize filmimi yapacak parayı verdi. | Open Subtitles | لذا, نعم هذا المستثمر المجهول فقط اعطاك المال لتمويل فلمي. |
| Yani Balon Adam bir ilaçlamacıydı ama şu an geceleri yatırımcı Postasını dağıtıyor. | Open Subtitles | إذاً رجل المنطاد كان مبيداً والآن موَّصِّل فقط صحف في الليل لبريد المستثمر |
| Eğer stoklar düşerse, o yatırımcı bir servet yapacak. | Open Subtitles | وذلك المستثمر سيجني ثروةً إن قلّ سعر الأسهم. |
| "ben bunun ihtiyacı olana gitmesini istiyorum." Sanki reklama yatırım yapılmış paranın ihtiyaç sahiplerine hizmet için çarpıcı biçimde büyük tutarlar getirmesi mümkün değilmiş gibi. | TED | كما ان يكن المال المستثمر في الدعاية لا يستطيع ان يأتي بالكثير الكثير من الاموال ليخدم المحتاجين |
| Yoktan satış, yatırımcının, sahip olmadığı hisseleri ödünç almak sureti ile satmasıdır. | Open Subtitles | البيع على المكشوف هو عندما يأمل المستثمر الحصول على أرباح من الإنخفاض المتوقع في أسعار الأسهم |
| yatırımcılar üşüştüğünde... hepsinin, bir limuzinle... karşılanmasını isterim. | Open Subtitles | عندما يسافر المستثمر اتمنى منهم ان يتقابلوا. |
| Ben yatırımcı olduğuma göre her isteğimi yerine getirmeniz lazım. | Open Subtitles | ... سوف تُقدمين لي هذه الخدمة بما أني المستثمر ؟ |
| Ve şunu dinle; yatırımcı ayrıca Jordan'ın eski eşi | Open Subtitles | يحدث المستثمر أيضا أن يكون زوجها السابق في الأردن. |
| yatırımcı ile tanışmadan buna onay vermeyeceğim | Open Subtitles | أنا لا يمر كل ذلك دون تلبية هذا المستثمر. |
| Dün yatırımcı adamla öğle yemeği yedin değil mi? | Open Subtitles | تناولت الغداء مع ذلك المستثمر يوم أمس، أليس كذلك؟ |
| Yani 37 bin sende var ve kalanını bu yatırımcı karşılayacak. | Open Subtitles | اذا أنت تملك 37 ألفًا، وهذا المستثمر.. سيغطي عنك الباقي بهذه البساطه. |
| Bana ortak olarak değil de melek yatırımcı olarak bak. | Open Subtitles | دون وأبوس]؛ ر تنظر في وجهي كشريك، أشبه المستثمر الملاك. |
| Bir restoran açmak üzereyiz yatırımcı bize uzun bir kontrat vardı. | Open Subtitles | أنظري ، نحن على وشك أفتتاح هذا المطعم وقد قام المستثمر بأعطائنا هذا العقد الضخم |
| Evet ama yatırımcı az önce kontratı bize bırakıp gitti. | Open Subtitles | نعم ، الموضوع هو أن المستثمر قد قام ترك العقد لنا |
| Ve batı yakısında çok tutulduk ama öncü yatırımcı bulamadık. | Open Subtitles | وكان لدينا الكثير من لدغات على الساحل غربي ولكن لا يوجد المستثمر الرئيسي بعد |
| Hangi girişimci yatırımcı size para verip Microsoft ile rekabete girer? | TED | من المستثمر الرأسمالي الذي سيضع في دماغه بأنه سيعطيك المال لبدء مثل هذا المشروع لمنافسة ميكروسوفت مع ميكروسوفت أوت لوك ؟ لا أحد |
| Ama önce, bir yatırım bankeri uğrayıp şubemizin kapanışını gerçekleştirmeli. | Open Subtitles | لكن أولا، المستثمر البنكي لابد أن يمر علينا |
| Senin de gelip yatırım yapmak isteyen bir sermayeci gibi davranmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك أن تتظاهر بأنك المستثمر الذي صنع ثروة قبالة منا |
| İyi bir yatırım olacağını düşünmüyorum. | Open Subtitles | ذلك المستثمر لا يقنعني كثيراً بعد الآن.. |
| Peki, ama yatırımcının faal olma gibi bir sorumluluğu yok mudur? | Open Subtitles | لكن، أليس لذلك المستثمر مسؤولية تدفعه ليكون نشطاً؟ |
| yatırımcının yüksek riski ve ürünün likidite azlığını kabul edip onaylaması gerekiyor. | Open Subtitles | على المستثمر أن يكون مُدركاً لحجم خطورة هذا الإستثمار وسيولة المنتج |
| Ki bu yüzden ikinizden de yarınki yeni yatırımcılar partisinde elinizden gelenin en iyisini yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | ولهذا أريد أن أرى أقصى قدراتكما في حفل "المستثمر الجديد" غداً |
| Şimdi, James'ın bu yatırımcımız hakkında birkaç sorusu var... | Open Subtitles | حسنا، كأن جيمس لديه أسئلة عن المستثمر |