| Zincirlenmiş halde oturuyorum burada zaten bir de kuduz köpek gibi davranmak üzerine eğittiğiniz şu adamları üzerime gönderiyorsun | Open Subtitles | اناأَجْلسُ هنا مقيداً الى الكرسي... ما كان يجب عليك أن ترسل هؤلاء الذين تدعي إصلاحهم ليتَصَرُّفوا مثل الكلاب المسعورة |
| Kesinlikle hayır. kuduz bir hayvanla ilgilenmenin insanlıktan uzak yolları da var. | Open Subtitles | هناك اعديد من الطرق الانسانية الاخرى للتعامل مع الحيوانات المسعورة |
| Bilim adamlarının kontrolünde olmalılar ve kuduz köpekler gibi vurulmalılar. | Open Subtitles | هؤلاء يجب أن ينتظموا في صفوف أمام العلماء، ليتخلّصوا منهم كمجموعة من الكلاب المسعورة التي يمثّلوها |
| Burada olduğumuzu biliyorlar. Durmayacaklar. kuduz köpekler gibi öldürmek istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعلمون أننا هنا إنهم لن يتوقفون إنهم يريدون القتل مثل الكلاب المسعورة |
| Onları kuduz hayvanlara çeviren bir virüs vermediğin de kesin. | Open Subtitles | وأنتِ متأكدة أنكِ لم تصيبيهم بفيروس يجعلهم كالوحوش المسعورة |
| Eğer bir doz ilaç kaçırırlarsa kuduz hallerine geri dönüş yaparlar. | Open Subtitles | ، وإذا غفلوا عن تناول جرعة من الدواء . سوف سيعودون إلى حالتهم المسعورة |
| Saldırgan ve kuduz bir hayvandan farkı yok! | Open Subtitles | هذا الحيوان من الحيوانات المسعورة والشريرة |
| Saldırgan ve kuduz bir hayvana benzemiyor. | Open Subtitles | لا يبدو عليه أنه من الحيوانات المسعورة والشريرة |
| - Teröristlerin işi olabilir, değil mi? Teröristmiş! kuduz kar köpekleri için intihar yelekleri satıyorlardır belki de. | Open Subtitles | أجل ارهابين، ولعلهم قايضوا احزمتهم الناسفة بكلاب الثلج المسعورة |
| Gözlerinde o kuduz bakışları yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديهم تلك النظرة المسعورة في عيونهم |
| kuduz kurtlar sürü hâlinde olmazlar. | Open Subtitles | انظر الذئاب المسعورة لا يسافرون في حزمة. |
| Ve Gabbar'a Ramgarh'ta yaşayanların artık kuduz köpekleri doyurmayacağını söyleyin. | Open Subtitles | وأخبر جبار... ............ بأن الناس في هذه القرية قد توقفو عن اطعام الكلاب المسعورة... |
| İnsanları birbirlerini kuduz köpekler gibi parçalayacaklar. | Open Subtitles | قومها يأكلون بعضهم كالكلاب المسعورة |
| İnsanları birbirlerini kuduz köpekler gibi parçalayacaklar. | Open Subtitles | قومها يأكلون بعضهم كالكلاب المسعورة |
| -Evet, doğru. kuduz hayvanlar gibi. | Open Subtitles | أجل , حقًّا كالمواشي المسعورة. |
| kuduz olanları ise hiç. | Open Subtitles | و خاصة المسعورة |
| Yani, kuduz köpek gibi acımasız. | Open Subtitles | ! تغضبوا كالكلاب المسعورة الشرسة |
| Bu kuduz gelinciklerle ne halt ediyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعلون بالعرس المسعورة ؟ |
| kuduz kurtlar ısırıp kaçarlar. | Open Subtitles | الذئاب المسعورة تعض وتفرّ |
| Bazı kızlar, kuduz köpek gibidirler evlât. | Open Subtitles | بعض الفتيات كالكلاب المسعورة |