| Amcam eyaletin bu kısmındaki en büyük içki bayinin sahibi. | Open Subtitles | عمّي يَمتلكُ أحد أكبرِ محلات بيع المشروبات الكحولية في الولاية. |
| Ama Harvard tipi bir eğitim değil sadece içki bağımlısı olmama eğitimi. | Open Subtitles | ولكنه يشبه تعلّم، الإبتعاد عن مخزن المشروبات الكحولية مرحباً، أبي مرحباً، عزيزي |
| Ve sanırım içki bu kez bağımlısını değil, olmayanı öldürdü. | Open Subtitles | لاحظت أن المشروبات الكحولية تقتل الذين يشربون والذين لا يشربون |
| Tarihimizdeki Al Capone ve alkol yasağının elli kat kötüsü bu. | TED | إنه نفس تاريخ بلادي عند منع المشروبات الكحولية ووجود مافيات آل كابوني ولكن بـ 50 ضعف |
| Sanırım likör dükkanının kapısını çalmalıyız. | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّنا يَجِبُ أَنْ نصطدم بمحل بيع المشروبات الكحولية. |
| Kasabadaki tüm içkileri devirmeden önce bu saatlerde devriye gezerdik. | Open Subtitles | قبل ان يحاول الشرب مرة اخرى لابد من تجفيف المدينة من المشروبات الكحولية |
| Şey bir içki dükkanına girmiş, sonra da buraya dönmüştük. | Open Subtitles | ،ذهبنا إلى محل بيع المشروبات الكحولية وبعد ذلك رجعنا هنا |
| Tabii centilmenliği elden bırakmadan. İçki yasak. | Open Subtitles | لذا طالما هم رجال مهذبين المشروبات الكحولية غير مسموح بها |
| İçki dükkânları soydum. İyi sürerim. | Open Subtitles | أَهاجم بعض مخازن المشروبات الكحولية ،أجيد القيادة |
| Sevgilisi, Frank Green'in içki taşıyan kamyonları kaçırıp, Central Caddesi'nde yarı fiyatına sattığını biliyordum. | Open Subtitles | عموما أنا أعرف صديقها فرانك غرين الذي يسرق عربات المشروبات الكحولية ويبيعها بنصف سعرها في أماكن في الشارع العام |
| Bir içki dükkanına girdik ve kasayı kırdık, | Open Subtitles | إقتحمت محل لبيع المشروبات الكحولية وفتحت مكينة النقود. |
| Bu çevredeki her içki dükkânında satılıyor. | Open Subtitles | كُلّ نبيذ ومحل بيع المشروبات الكحولية في المنطقةِ تَبِيعُها. |
| Bu çok salakça. Postamı açtım ve içki ruhsatımızın iptal edildiğini gördüm. | Open Subtitles | أفتح بريدى ، و أقرأ أن رخصة المشروبات الكحولية منعت |
| İçki ruhsatıyla ilgili olan karışıklığı biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمى الخطأ الموجود فى رخصة المشروبات الكحولية ؟ |
| Zaten sen alkol bağımlısı değilsin. | Open Subtitles | المشروبات الكحولية ليست المخدر الذى اخترته بأية حال |
| Rafine edilmiş alkol içince bazen kusuyorum. | Open Subtitles | المشروبات الكحولية المكررة تجعلني أتقيأ أحياناً |
| Eyalet alkol Vergileri götümüzde patlıyor. | Open Subtitles | نحن يتم استنزاف مؤخرتنا بضريبة المشروبات الكحولية |
| Belki de likör masraflarımızı kısmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب أن نقلل من الصرف على المشروبات الكحولية |
| Burada likör servisi yaptiklarini sanmiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنهم يقدمون المشروبات الكحولية هنا |
| Ve topladığın tüm içkileri çöpe at. | Open Subtitles | ورمي جميع المشروبات الكحولية في المزاريب. |
| İçecek ruhsatı olmadan, bu yer hiçbir şey kazanamaz. | Open Subtitles | . بدون رخصة المشروبات الكحولية ، هذا المكان لا يستطيع تحقيق ربح |
| Olimpiyatlarda sonuncu oldular ve Alkolikler derneğinden emekli oldular. | Open Subtitles | نالوا المرتبة الأخيرة في الألعاب الأولمبية و تقاعدوا لتمثيل اعلانات المشروبات الكحولية |
| Pekala, ödül olan likörleri hazırla. | Open Subtitles | حسناً ، ادفع قسط المشروبات الكحولية |