| Daleklerin tek sorunu bir şeyler söylemeleri çok uzun sürüyor. | Open Subtitles | المشكلة مع الداليكس أنهم يستغرقون وقت طويل جدًا في الكلام |
| Nüfusun yüzde 50'si kenarda dururken bu sorunu çözemezdik. | TED | لم نستطيع حل تلك المشكلة مع تهميش 50 في المئة من السكان |
| İşte yeni neslin sorunu da bu: Saygıları yok. | Open Subtitles | هذه هى المشكلة مع الجيل الجديد لا احترام |
| Diyor ki, termal denge ile ilgili sorun bizim orada yağayamıyor olmamız. | TED | يقول ، أن المشكلة مع التوازن الحراري أننا لا نستطيع أن نعيش هنالك. |
| Bu yosunla ilgili sorun şu ki somon balığı ve alabalığın yanı sıra dâhil olduğu ekosistemi de tehdit ediyor. | TED | المشكلة مع هذه الطحالب أنها تهدد سمك السلمون والسلمون المرقط والنظام البيئي للأنهار التي تغزوها، |
| Fakat bu tip şeylerde problem sıfır yerçekimi ortamında düşüşe başladığınızda | TED | ولكن المشكلة مع هاته الأشياء، هو عند تحررك، فإنك في مكان منعدم الجاذبية. |
| Bu salgınla nasıl karşılaştırırsınız?] Tüm yeni enfeksiyonlarda da aynı sorun var. | TED | كيف يقارن انتشار هذا الوباء؟] إنها نفس المشكلة مع حدوث إصابات جديدة. |
| Büyükannesiyle de ben aynı sorunu yaşamıştım. Yani, annesiyle. | Open Subtitles | كان لديَّ نفس المشكلة مع جدتها ، أعني أمها |
| Torbaları ver. İşte, bodegasların sorunu sizi asla hatırlamamalarıdır. | Open Subtitles | تري , المشكلة مع بوديجاس أنهم لا يتذكرونك أبدا |
| Elflerin sorunu kemiklernde hiç et omamasıdır. | Open Subtitles | المشكلة مع الأقزام أنه لا يوجد لحم على عظامهم |
| Normal adamların sorunu, ne kadar zorladıklarının önemli olmaması hâlâ kontrole, egemen olmaya ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | المشكلة مع الرجال المستقيمين أنه مهما كانت صعوبة محاولتهم , ما زالو يحتاجون إلى التحكم .. الهيمنة |
| Aynı sorunu İskoç gaydacılarla da yaşadım. Savannah harika bir kız. | Open Subtitles | واجهتني نفس المشكلة مع العازفات الاسكوتلنديات |
| Siz zeki çocukların sorunu da bu işte olayların üzerinde gereksiz derece çok düşünüyorsunuz ve uygulamaya vaktiniz kalmıyor. | Open Subtitles | هذه هي المشكلة مع الاولاد الاذكياء تأخذون وقت طويل للتفكير بالاشياء |
| Miras ile ilgili sorun her zaman kulağa geldiği kadar basit olmamasıdır. | Open Subtitles | المشكلة مع الورثة أنها انها ليست بسيطة كما تبدوا |
| Larvayla ilgili sorun ta ki yuvalanıp üreyene kadar anlamamandır. | Open Subtitles | المشكلة مع اليرقات هي أنك تجهل ما هي عليه حتى تصبح خادرة وتفقس |
| Larvayla ilgili sorun ta ki yuvalanıp üreyene kadar anlamamandır. | Open Subtitles | المشكلة مع اليرقات هي أنك تجهل ما هي عليه حتى تصبح خادرة وتفقس |
| problem eski yıldız kataloglarında değil, problem tahminlerdeydi. | TED | لم تكن المشكلة مع إرشادات النجم القديم تلك. لقد كانت المشكلة مع التوقعات نفسها. |
| Alınmayın bayan ama otoriteyle problem yaşıyorum. | Open Subtitles | ولا أقصد اهانتك ولكننى لدى تلك المشكلة مع رموز السلطة علي |
| Robbie'de problem yaşadık çünkü çok büyük kıçı vardı. | Open Subtitles | كنا نواجه تلك المشكلة مع روبي لانه يملك مؤخرة كبيرة |
| Ne? Kadınların çok yemek yiyip, güçlü olmalarında ne sorun var? | Open Subtitles | ما هي المشكلة مع المرأة التي تأكل كثيرا وقوية؟ |
| buradaki sorun ise, kimsenin bu iki harfin temsil ettiği şeyi bilmiyor olmasıdır. | TED | المشكلة مع ذلك هي: يبدو أنه لا أحد يعرفُ إلى ماذا يرمزُ هذان الحرفان. |
| Bu dördüncü oluyor. Bu postacının nesi var? | Open Subtitles | إنها المرّة الرابعة ماهي المشكلة مع ساعي البريد ؟ |