| En azından benim patron olduğumu anladılar. Şu Fotoğrafçı arkadaşınızın adı neydi? | Open Subtitles | فهموا أخيراً أنني الرئيس؛ ما اسم صديقك المصوّر مجدداً؟ |
| Fotoğrafçı bana sarkmadığı sürece mesele yok... ve hiç bir şey vermeden bir şeyler almak istemediği sürece. | Open Subtitles | إنّها مهنة بسيطة طالما أنّ المصوّر لم يقم بالضغط عليك.. وينتظر منك شيءٌ إعجازيّ |
| Sesçi öldü, kameraman komada, Nick ise kayboldu. | Open Subtitles | رجل الصوت مات المصوّر في غيبوبة ونيك إختفى نعتقد بأنّه قطاع طرق |
| Bu yüzden kameraman Kevin Flay ve araştırmacı Matt Swarbrick neyi beklemeleri gerektiğinden emin değillerdi. | Open Subtitles | لذا , المصوّر كيفن فلاي والباحث مات سواربيك لم يتوقعوا ما ينتظرهم |
| Birden süper kahramanların neden sadece Çizgi romanlarda olduğunu anladım. | Open Subtitles | فهمت فجأة لما لا يوجد الأبطال الخارقين سوى في القصص المصوّر. |
| Bir bakalım. Birlikte uçurtma uçurmamıza gerek yok. Fotoğrafçıyı da iptal etmem lazım. | Open Subtitles | أريد أن نطيّر طائرةً ورقية مع بعضنا لكن عليّ إلغاء موعد ذلك المصوّر |
| Fotoğrafçıya saldırdığınızdan beri haberciler sahaya akın etti. | Open Subtitles | تقضي الصحافة يوماً ميدانيّاً مفتوحاً منذ أن ضربتِ ذلك المصوّر |
| - Bu Mike McEwan, kameramanımız bu Tim, senaristimiz Mary, bu da yönetmenimiz Bob Baker. | Open Subtitles | -هذا (مايك ماكإيوان), المصوّر هذا (تيم), وكاتبتنا (ماري) مُخرٍجُنا, (بوب بايكر) |
| Bak dostum. Sonunda patronun kim olduğunu anlamışlar. Şu Fotoğrafçı arkadaşının adı neydi? | Open Subtitles | فهموا أخيراً أنني الرئيس؛ ما اسم صديقك المصوّر مجدداً؟ |
| En azından benim patron olduğumu anladılar. Şu Fotoğrafçı arkadaşınızın adı neydi? | Open Subtitles | فهموا أخيراً أنني الرئيس؛ ما اسم صديقك المصوّر مجدداً؟ |
| Fotoğrafçı, ikimizin fotoğrafını çekmek istiyor. | Open Subtitles | المصوّر يسأل إن كان بإمكانه إلتقاط صورة لنا انتظري |
| Allahtan Fotoğrafçı eve gitti de bu keşleri görmedi. | Open Subtitles | حمداً لله أن المصوّر قد ذهب للمنزل . و لم يرى هؤلاء الغلامان |
| - Ne? Fotoğrafçı şurada. Kendimiz oraya kadar gidebiliriz. | Open Subtitles | المصوّر هناك، سننجح بالوصول إليه بمفردنا. |
| Fotoğrafçı biraz büyü yapmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ المصوّر قد وضع لمساته السّحريّة عليها |
| Ve her şey yeşil dostu kameraman Tim Shepherd'ın gözetimi altında gerçekleşti. | Open Subtitles | تحت الأعين اليقظة لذي الأيدي الخضراء المصوّر : تيم شيفارد |
| kameraman Rolf Steinmann dünyanın en büyük açık arazilerinden bazılarında çalıştı. | Open Subtitles | "المصوّر "رولف ستاين مان قام بالعمل في الأراضي العظيمة المفتوحة بالعالم |
| kameraman Rick Rosenthal, ...spor balıkçılığı kaptanı Anthony Mendillo ile birlikte bu şaşırtıcı hayvanların avlanma rutinlerini çekmek için bir ekip oldular... | Open Subtitles | المصوّر "ريك روزنتال" انضمّ إلى الصيّاد الرياضي كابتن "أنتوني منديلو" لمحاولة تصوير أسلوب الصيد لهذه الحيوانات المدهشة. |
| Tamam, 27 numaralı dedektif Çizgi romanımı ortaya koyacağım. | Open Subtitles | حسناً، سأراهنك. على كتابي البوليسي المصوّر رقم27. |
| Fotoğrafçıyı aşağıya yollasam da acaba orada mı çekim yapsa? | Open Subtitles | هل يجب أن ارسل المصوّر إلى هناك للحصول على صور لذلك؟ - نعم |
| - Fotoğrafçıya, fotoğrafları dışarıdan çektirmemiz gerekecek. | Open Subtitles | -سنسأل ... المصوّر التقاط الصور... خارج المبنى بالنظر إلى داخله. |
| Bu Mike McEwan, kameramanımız. | Open Subtitles | -هذا (مايك ماكإيوان), المصوّر |
| Ayrıca biri bana bir video bağlantısı gönderdi. | Open Subtitles | كما أن أحدهم أرسل إليّ رابطاً لهذا التّسجيل المصوّر |
| Ben çetenin resmi fotoğrafçısıydım. "Zamane Çetesinin". | Open Subtitles | كنت المصوّر الرسمي لمجموعتنا؛ مجوعة (غروفي)؛ |
| Fotoğrafçıylayım ve adam biraz garip. Sen neredesin? | Open Subtitles | مع المصوّر الغريب الأطوار صراحة، أين أنت؟ |
| Burchell'in bildirisi, Fog'un videosu... Zaten, hepsi internette. | Open Subtitles | بيان (بورتشيل) وشريط (فوغ) المصوّر موجودة بالإنترنت بالفعل |
| Ben şanslı bir kameramanım, şanslı bir kameraman... | Open Subtitles | أنا المصوّر المحظوظ أنا المصوّر المحظوظ |