| Neyin olduğunu buldum. Kurutucunun kapağını tutan lastik contalı şeymiş. | Open Subtitles | أعرف فيم تركب إنها القطعة المطاطية التي تقفل باب المجفف |
| Kutusunun yanına gidip bu küçük lastik bantlardan çıkardı bir torba. | TED | يذهب إلى الصندوق و يسحب كيساً من الأربطة المطاطية الصغيرة. |
| - Sorguya çekme, lastik hortum. - Kalan ömründe posta çuvalı dikecek. | Open Subtitles | التعذيب، الخراطيم المطاطية ستقضي بقية حياتها في خياطة حقائب البريد |
| Ölmemiş olabilir ama o kadar plastik mermiden sonra çok iyi hissetmeyecek. | Open Subtitles | ربّما ليس ميّت لكن لن يشعر بخير بعد كل تلك الطلقات المطاطية |
| plastik el yanılsamasında, kişinin gerçek eli bakış açısına dahil edilmiyor ve sahte plastik el önlerine yerleştiriliyor. | TED | فى خدعة اليد المطاطية، هناك يد إنسان حقيقية مختفية عن النظر. وهذه اليد المطاطية المزيفة موضوعة أمامهم. |
| , Rubber Soul... | Open Subtitles | النجدة أيتها الروح المطاطية |
| Yani ellerine Kauçuk eldiven takıp işe gidebileceğin şekilde mi? | Open Subtitles | مثل ارتداء زوج من القفازات المطاطية وتتجه للعمل طوال اليوم؟ |
| Bu kadar dar lateks elbise kızların hem yüreğini yakar hem dudaklarını. | Open Subtitles | هناك شيء ما في البذلة المطاطية المجسمة يشعل النار في شفاه الفتيات |
| küçük burnunun üzerinde lastik topları dengede tutamaz. | Open Subtitles | و لا تستطيع وضع الكرات المطاطية على انفها الصغير |
| Yuvarlak lastik ayakları parçalara ayrılacak. | Open Subtitles | وأقدامهم المطاطية المستديرة ستتحطم إلى قطع |
| Korna olabilir. Palyaçolarda da var, lastik olanlarından. | Open Subtitles | ربما تكون بوق, المهرجون يحملون الأبواق, الانواع المطاطية الصغيرة |
| Neden o aptal lastik toplardan bir tane edinipte stressini atmak için onları sıkmıyorsuın? | Open Subtitles | لماذا لم تعصر احدى تلك الكرات المطاطية اللعينة لتفريغ غضبك؟ |
| Şu küçük lastik toplarla oynanan oyunu mu diyorsun? | Open Subtitles | أوه, هل تعنين تلك اللعبة بالكرة المطاطية الصغيرة؟ |
| Katil bu lastik ellerden birini satın almış pişirme spreyi ile parmak uçlarına izleri nakşetmiş, ve bu şekilde tüm suç mahaline sahte parmak izleri yerleştirmiş. | Open Subtitles | أشترى القاتل أحدى هذة الأيدى المطاطية دمج هذة مع رذاذ الطبخ ومضى لوضع البصمات الخاطئة |
| Hatırlıyormusunuz, ah, lastik el kalıbını kendi elinizden yaptığınız? | Open Subtitles | أتتذكر قالب اليد المطاطية التى صنعتها على يدك؟ |
| Aynı şekilde, nelerin vücudumuza ait olup olmadığını plastik el yanılsamasında görebiliyoruz. | TED | خدعة اليد المطاطية تُظهر أن هذا ينطبق على تجاربنا عما يكون أو ليس جزءاً من أجسادنا. |
| Tabii o zamanlar oynayabileceğim tek şey plastik ördeğimdi. | Open Subtitles | بالطبع وقتها كل ما كان يمكنني اللعب به هي بطتي المطاطية |
| Buji ateşleyicisinin yanındaki Şu küçük plastik topa, üç kere basman gerekiyor. | Open Subtitles | تلك الكرة المطاطية التي بجانب شمعة الإشتعال لابد أن تضغط عليها ثلاث مرات قبل أن تحاول تشغيلها |
| Help! , Rubber Soul... | Open Subtitles | النجدة أيتها الروح المطاطية |
| Bilmem farkında mısınız ama hasta yatağımda yatarken sizi şu kendi Kauçuk hortumlarınızdan biriyle boğmayı düşünmüştüm. | Open Subtitles | بينما كنت على فراش مرضى فكرت جديا أن أخنقك باحدى أنابيبك المطاطية |
| Ve bir de eroini içine koydukları lateks eldiven ucu var. | Open Subtitles | وهناك جزء من القفازات المطاطية التي تم تعبئتها في الأصل انتظر ثانية |
| Kendilerine "Naylon Bebekler" diyorlar. | Open Subtitles | الذين يرتدونها.. أنهم يدعون أنفسهم بالدمى المطاطية |
| Çünkü ne zaman biri yemekten bahsetse bileğindeki o lastiği çekiştirmeye başlıyor. | Open Subtitles | لأنه كلما ذكر أحدهم الأمر, يبدأ بنهش تلك الربطة المطاطية حول معصمه |
| Bir dergide güneşte kurutarak esnekliğini artırabildiğini okumuştum. | Open Subtitles | قرأت في مجلة أنه يمكن انعاش المطاطية بتجفيفها في الشمس |